Anıların iyice eskimeleri, uzak bir köşede kalmaları gerekiyor can acıtmamaları için. Ve acıya dair anıların da güzel olması için.
Sayfa 105Kitabı okudu
Hiçbir şey hissetmemeye başladığımda acıya dair adeta özlem duymaya başladım; acı çektiğinizde, en azından yaşadığınızı anlıyordunuz.
Sayfa 40 - Bkz yayınları, 2018Kitabı yarım bıraktı
Reklam
Acı yaşanır ve elbette zamanla atlatılır. Geriye bakıldığında insanın unutamadığı an olan travma ortaya çıkıyor. Ecdadımızın genel konular üzerinde yazdığı birçok kitap var. Dikkatimi çeken ise iyiye, iyiliğe, insana ve insanlığa ait güzel duygulara yer verilmiş hep. Kitapların tamamını oluşturan hep güzel şeylere dair tecrübe, telkinat, tavsiye vs. Acıya dair koca kitaplarda bir paragraf veya en fazla bir sayfa yer verilmiş. Şimdi yazılan kitaplar çoğunlukla acıya dair. Bütün konuşmalar öfkeye dair. Bütün çığlıklar hep yaşanan acının sesleri. Güzel yürekli insanların ilk değil son duygularıydı acı. Son satırlara saklamışlardı acıyı. Öyle bir zamana denk geldik ki sondan başlıyoruz. Acıdan başlıyoruz hayata. Hapsoluyoruz farkında değiliz. Ne denir bilemedim. İyi insan olmak istesen bile acıtamamaktır. İsmail Enç
“Descartes, modern felsefedeki bazı filozofların aksine, ortaçagin kimi filozoflarıyla birleşerek, Tanrının kantlanabileceğini öne sürer. Mesela, insanın doğuştan "sonsuz bir varlık düşüncesine" sahip olması, Descartes'a göre Tanrı'nın varlığının birinci kanıtıdır. Maddi şeylerin varlığı ve onların "uzunluk, enlilik ve derinlik ve uzamı üzerine" açık ve seçik fikirlerimiz, sayılar, şekiller ve hareketlere dair de açık bilgilerimiz vardır. Bazı doğuştan fikirlerimiz de vardır ki bunlar bize asla duyular yoluyla gelmez ve zorunlu olarak doğrudurlar. Buradan,bir Tanrının var olduğu zorunlu olarak çıkar; bunun tersini savunmak sadece bir safsata (sophisme)dir. Filozofun bir diğer argümanı da, Aziz Anselmus'un kullandığı ontolojik kanıttır. Bu kanıtta da Descartes'ın kullandığı akıl yürütme kısaca şöyledir: Nasıl bir üçgen düşüncesinden açılarının toplamının iki dik açıya eşit olduğu vargısını çıkarıyorsak; Tanrının var oluşunu da bu kavramın özünden çıkarabiliriz. Cünkü, Tanrı kavramı ile kastedilen "eksiksiz", pekin bir varlıktır. Var olmaması düşünülemeyen, var olmaması düşünülmesi durumunda yetkin olmayan Tanrı, zorunlu olarak vardır. Descartes'ın "asıl tözü" tanımlarken kullandığ ifadelerle de Tanrının zorunlu ve yetkin varlık olarak tanıtıldığını unutmamak gerekir. Tanrının varlığı ve doğruluğu bizim bilgimizin garantisi olarak görülür. Çünkü Tanrının bizi aldatmayacağı artık bilinmektedir.” s. 118-119
200 syf.
·
Not rated
·
Read in 7 days
aşkı tarif etmek için doğru kelime yok bence. okuduğum her kitapta, dinlediğim her şiirde, izlediğim her filmde çok farklı anlamlar yükleniyordu aşka. bende pek olumlu intibalar bıraktığı söylenemez bu korkunç hissin. necdet'le tanıştıktan sonra bir kez daha emin oldum ki aşk zarar ziyan ve insanın kendine yazık etmesinden başka bir şey
Zavallı Necdet
Zavallı NecdetSafvet Nezihi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20212,384 okunma
Günaydın
Gerçeğin farklı açılardan da görülebilmesi, tek açıya dramatik olarak bağlı kalmamamizi işaret ediyor olabilir!
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.