Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dünya’da güzelliği deneyimleyebilmek için acıyı deneyimlemek ve ölümü bilmek gerekiyordu. Gezegendeki güzelliklerin çoğunun zamanın geçmesi ve Dünya’nın dönmesiyle ilgili oluşu bu yüzdendir. Bu tür doğal güzelliklere bakınca üzgün hissetmeniz ve yaşanmamış bir hayatı özlemeniz de bu şekilde açıklanabilirdi.
Sayfa 273Kitabı okudu
Reklam
Belgesellerde aslanın saldırdığı zebranın kaçmaya çalıştığını gördüğünüz olmuştur. Zebranın eti paramparçadır ama hala koşabilir. Endorfin birkaç dakikalığına acıyı örter ve zebranın kaçmasına yardım eder. Eğer kaçamazsa ve aslana yem olursa, en azından bir endorfin bulutunun içinde ölür. Bu rahatsız eden görüntülere bakarken, doğanın kendine ait bir morfini olduğunu bilmek iyidir. Bu, endorfinin coşkuyla eğlenmek için değil, yaşam savaşına mola vermek için olduğunu bize gösterir.
Oysa hayatın bazı anlarında acıyı sadece kabullenmeyi bilmek gerekiyor.
Sayfa 131 - Yan Pasaj YayınlarıKitabı okudu
Sabah, uyuya kalmış çocukla uyuya kalamamış annesinin üzerine doğarken fark etti kadin: Asıl acının çekilen acı değil de sevilenin çektiği acıyı bilmek demek olduğunu
Mutsuzluğu paylaşmak iyi gelir. Başkalarının da acı çekeceğini düşünsek bile, paylaşmak önemlidir. Karşımızdakiler bu acıyı kaldıramazlarsa, anlamıyormuş gibi yaparlarsa ya da bilmek istemedikleri için koşarak uzaklaşırlarsa, onlar gerçek dostlar değildir. Mutsuzluğu paylaşmak, arkadaşlığın, aşkın parçasıdır. Güvendiğimiz biriyle paylaşınca, mutsuzluk azalır.
Sayfa 27 - Günışığı Kitaplığı
Reklam
“—hayır, hayatı derinlemesine anlama, acıyı küçümseme ve diğer konularda neden kendinizi yetkin gördüğünüzü bilmek isterim. Yoksa zamanında siz de mi acı çektiniz? Acının ne olduğuna dair fikriniz var mı ? Şunu sormama müsade edin; çocukken hiç dayak yediniz mi ?
Sayfa 40 - Türkiye iş bankasıKitabı okudu
“Ölürken korkunun... artık bir... anlamı kalmıyor.” “Ölmüyorsun kaybolmuş!” dedi üzerine basa basa. “Bana... şöyle seslenme!” “Nasıl sesleneceğimi ben seçerim kaybolmuş melek,” dedi itiraz etmeme izin vermeyen bir tonda. “Sen nesin? Söylesene!” dedim birden ama gözlerimi inatla ona çevirmedim. Gözlerinin kızılı beni kavuracakmış gibi geliyordu. Sessiz geçen birkaç saniye, muhakeme yaptığının kanıtıydı. Sonunda konuştuğunda, “Zaten unutacaksın,” dedi. “Bilmenin önemi yok.” “Unutmak mı?” “Bana bak!” diye emretti. “Bu iş fazla uzadı.” “Sana bakmak... cehenneme bakmak... gibi,” diye mırıldandım. Yine kollarıma pençelerini geçirdi ve az önceki tezimi yerle bir etti. Acıyı hissediyordum. Aslında onun bana yaptığı her şeyi hissediyordum. “Bana bak!” Neden ona bakmamı istediğini bilmiyordum. Belki de korkum onu eğlendiriyordu. Yine de ona itaat etmedi gözlerim. “Sana bakmamı istiyorsan... ne olduğunu... söyle!” “Gerçekten bilmek istiyor musun?” “E-evet.” Sesimdeki tereddüdü yok sayıp tekrarladım. “Evet.” “Alastor! Lucifer'ın en güvendiği askeriyim.” Duraksayıp, “Askeriydim,” diye düzeltti. “Ta ki o itaat edilmeye layık olmayana kadar.”
Hayatın bazı anlarında acıyı sadece kabullenmeyi bilmek gerekiyor.
"Çocuk yapmamak demek, ailenin önceki nesillerinden birikmiş ve size miras kalmış -bazen ezici ağırlığı olan- bir valiz dolusu hikayeyi, kaderi, acıyı ve hazineyi devrettiğiniz birinin olmayacağını bilmek demektir" (chollet)
Sayfa 228Kitabı okudu
Reklam
Bilmek fazla şefkatin verdiği acıyı. Yaralanmak kendi aşka dair kendi idrakin tarafından; Ve kan dökmek seve seve, şevkle.
Ama zevkin sadece acıyı telafi etmediğini, bazen acının kendisinden de doğabildiğini bilmek insana iyi geliyor.
Sayfa 128 - Domingo, Bkz Yayıncılık - 3.BaskıKitabı okudu
Asıl acının çekilen acı değil de sevilenin çektiği acıyı bilmek demek olduğunu
Sayfa 48
hayatı derinlemesine anlama, acıyı küçümseme ve diğer konularda neden kendinizi yetkin gördüğünüzü bilmek isterim. Yoksa zamanında siz de mi acı çektiniz? Acının ne olduğuna dair bir fikriniz var mı? Şunu sormama müsaade edin: Çocukken hiç dayak yediniz mi ?
— Hayır, hayatı derinlemesine anlama, acıyı küçümseme ve diğer konularda neden kendinizi yetkin gördüğünüzü bilmek isterim. Yoksa zamanında siz de mi acı çektiniz? Acının ne olduğuna dair bir fikriniz var mı? Şunu sormama müsaade edin: Çocukken hiç dayak yediniz mi? - Hayır, ailem bedensel cezalardan nefret ederdi. — Benim babam ise acımadan
697 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.