"Marquez'in anıları. Ancak yalnız bir yazarın hayat öyküsünü değil, tüm yapıtlarının izlerini bulmak mümkün bu kitapta
Kimdir? bu 
Gabriel Garcia Marquez
Gelın bırlıkte bakalım buyurun halde
Gabriel García Márquez veya tam adıyla Gabriel José de la Conciliación García Márquez, tüm Latin Amerika'da Gabo lakabıyla bilinen Nobel Edebiyat Ödüllü
Horoz dövüşü sırasında el altından bildiri dağıtan çocukları rejim askeri tarafından infaz edildiği için yetmişli yaşlarının ortasında büyük bir yoksulluğa düşen ve on beş yıldır gelmeyen emekli asker maaşını bekleyen Albay ile karısının uzun öyküsü…
Márquez kendi ailesinin ve Kolombiya’nın tarihini “Yüzyıllık Yalnızlık” adıyla anlatmadan önce adeta hikâyenin geçtiği Macondo’ya zemin hazırlar ve eserinin kahramanı “Albay Aureliano Buendia”dan “gizli özne” gibi bahseder.
Ülkenin bağımsızlığında savaşmış, çağlar ve hükümetler değiştikçe bir kenara atılıp unutulmuş olan bu öykünün Kahramanı albay, Yüzyıllık Yalnızlık eserindeki albayla beraber çarpışmıştır.
Gabo, ihtişamlı eseri “Yüzyıllık Yalnızlık’ taki “büyülü gerçekçilik” yerine, okurunu “sadeliğin ihtişamı” ile sarsar.
Audrey Hepburn mottosu “Az olan çoktur” zihnimde yankılanırken dünya edebiyat tarihinin belki de anlatım üslubu ve hacmi veçhile en mütevazı öykülerinden biri olan bu muhteşem eseri hatırlatarak tekrar okumama vesile olan @terskarga ‘ya müteşekkirim.
Her hafta #cuma günü kasabanın rıhtımına yanaşan posta gemisinden kendisine emeklilik maaşının bağlandığını bildiren mektubu yılmayan bir inançla bekleyen albay, bir bakıma “direnişin” bireysel sembolüdür.
Umuda dair inancın hiç kaybolmadığı aydınlık yarınlara … 
Albaya Mektup Yok
