Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ATSIZ'DA DİL VE EDEBİYAT Dil: Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan ve bitirme tezini, Osmanlı döneminde sade Türkçe akımının öncülerinden Edirneli Nazmi'nin Dîvân-ı Türkî-i Basît'i üzerinde yapan Atsız'ın dil konusundan uzak kalmayacağı ve bu konuya sık sık temas edeceği açıktır. Onun, Türkçe konusundaki düşüncelerine
Batı’da kadınların toplumsal, kültürel ve mesleki gelişimleri ve başarılan erkeklerin kadınlar karşısında duyduğu ödipal güvensizlik, korku ve hasetten korunma mekanizmalannı, bu geleneksel ve kül- türel yaptırımı ve desteği olan mekanizmalan tehdit ediyor olabi- lir; ve değişen gerçeklik katılan taraflann karşısına aşk ilişkilerinde
Sayfa 85
Reklam
İnsan, her an hata eden, sık sık günah işleyen aciz bir yaratıktır. Nefsinin ve şeytanın arzularına uyup günahkar olan ve bu günahları üstüste yığılan kul, hakikaten, merhamet sahibi olan yüce Allah'ın bağışlamasına ve affına ne kadar da muhtaçtır. Rabb'imizin Ğafür ve Rahîm sıfatlarına sığınıp tevbe ve istiğfar etmekten başka çare mi var?
İsrailiyyat'ta vardır: "Bir abid uzun bir zaman Allaha iba- det ederdi. Bir gün bir kavim kendisine gelip dediler ki: "Şu- racıkta bir kavim vardır. Allaha değil, orada bulunan bir ağaca tapıyorlar." Bunun üzerine abid öfkelenip baltasını omuzuna aldı. Ağacı kesmek içir yola koyuldu İblis ihtiyar bir şahıs sure- tinde önüne
Biz dualarımız kadar varız. Ellerimizi açıp “Allah’ım!” dememiz öyle haşa basit bir şey değildir. Semanın anahtarıdır. Aciz olan kul ile âlemlerin Rabbi olan ve tüm eksik sıfatlardan münezzeh olan Allah arasında kurulan muhabbetin bağıdır.
Cüzî aklıyla kalbi arasında iletişim kurmaya çalışan aciz bir kul... Âlim ve hikmet sahibi olan Allah'tır.
Sayfa 18
Reklam
FERHAD BEY-Aman söyleme! Dilinde sağlık iksiri olsa söyleme! Susuver! Anlatmayıver! Ölü mezarından çıkmış olsa haber verme! Söylemeyiver! Ne olur? Bir şey gizli kalır. Kalsın! Dünya mı yıkılır. Neler gizli kalıyor. Dünya yıkılmıyor. HANCI-Ferhad, etme!.. FERHAD BEY- Neler susuyor! Neler susuyor! Gözleri baygın, avurtları çökük açlar var. Açlık
اَللّٰهُمَّ إِنّٖي أَعُوذُ بِكَ بِرِضَاكَ مِنْ سَخَطِكَ وَبِمُعَافَاتِكَ عُقُوبَتَكَ وَأَعُوذُ بِكَ مِنْكَ لَا أُحْصٖى ثَنَاءً عَلَيْكَ أَنْتَ كَمَا اَثْنَيْتَ عَلٰى نَفْسِكَ "Allah'ım! Rızanı dileyerek gazabından ve azabından emin olmayı ister, gazabından ve azabından sana sığınırım. Senden sana sığınırım. Ben, Seni tamamiyle medh-ü senâya kadir değilim. Kulun medhi, senin zatın üzerine medh-ü senâya benzemez ve mümkün değildir. (Kul, senin zatını bilmekten aciz olan bu gibi, medhü senâdan da âcizdir.)"
Her insanın Allah’a ulaşma yolu farklıdır. Tek bir yoldan belirli kurallar silsilesi içerisinde Allah’a ulaşılacak diye bir kaide yoktur. Kimi Kalenderiler gibi yaşayarak, kimi dağda çobanlık yaparak kimi de benim gibi bir mürşidin izinden giderek ona o yüce varlığa ulaşmaya çalışır. Mühim olan izlediğim yoldan ziyade ulaşmayı hedeflediğin sonuçtur. Her kul Allah’a ulaşma çabasında kendi yolunu kendi tayin etme hakkına sahiptir, biz aciz kulların insanların seçtikleri yolu beğenmemek gibi bir şansı yoktur.
Sayfa 168 - Fark YayınlarıKitabı okudu
161 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.