" Rabbim "dedi Sinan, ben kulunu aşk ile mi imtihan edeceksin? Bu, aciz bir kul olan ben için ağır bir yük."
Rabbim, ben kulunu aşk ile mi imtihan edeceksin? Aciz bir kul olan ben için ağır bir yük.
Reklam
Rabbim "dedi Sinan, ben kulunu aşk ile mi imtihan edeceksin? Bu, aciz bir kul olan ben için ağır bir yük."
Böylece Osmanlı 'da vakıflaşma süreci başlıyordu. Bu sürecin nasıl işlediğini göstermesi açısından Fatih'in bir vakfiyesini özetlemek istiyorum: "Ben ki İstanbul fatihi abd-i aciz (aciz kul) Sultan Mehmed Han'ım! Bizatihi alnumun teriyle kazanmış olduğum akçelerumle (paramla) satun alduğum İstanbul'un Taşluk Mevkii'nde kaim (bulunan)
Sen istersen dağlar dürülür, sular bükülür. Sen istersen,bu aciz kul sırat-ı müstakime yürür. Sen istersen, allame-i cihanın adı,olur cehlin babası. Sen istersen, ümmi olan, olur alemler sultanı.
“Benimle benden önceki diğer Peygamberlerin misali, şu adamın misâli gibidir: Adam mükemmel ve güzel bir ev yapmıştır, sadece köşelerinin birinde bir tuğla yeri boş kalmıştır. Halk, evi hayran hayran dolaşmaya başlar ve (o eksikliği görüp): “Bu eksik tuğla konulmayacak mı?” der. İşte ben bu tuğlayım ve ben Peygamberlerin sonuncusuyum.
Reklam
325 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.