Fakat doğa bizi yasalarındaki ahenge, uyuma öyle bir alıştırmıştır ki, onun görmeye alışık olduğumuz uyumundaki en ufak bir kayma bizi tiksindirir, korkutur.
Kim bilir daha nice Kül Kedisi vardı ülkede? Kim bilir daha kaç tanesi o gösterişli baloya gelmenin bir yolunu bulamadığı için, itildiği tavan arasında gözleri yaşlı ağlayıp duruyordu.
Toprak dilsiz
Su yalnız
Ateş bir gözyaşı külü
Göklerin ardına çekildi rüzgâr.
İnsan dersen
Ha var, ha yok.
Çengeli mezarına asılı
Bir soruyum dünyanın ortasında:
İnsan neden ölür Hatice
Ölüm neden vardır?
Herkes boşluğun fotoğrafı
Bir bilen yok.
Bir bulutun üstüne oturursanız ne iki ülke arasındaki sınır çizgisini görebilirsiniz ne de iki tarla arasındaki ayrımı. Keşke bulutun üstüne oturabilseydiniz.