Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
..ad gününün də öz qəribəliyi var. Otuz yaş… Bir vaxtlar ağlıma da sığışdıra bilməzdim ki, nə varsa iyirmi yaşım olacaq. Tez böyüməyi elə çox arzulayırdım ki… sonra isə..
Ebced ile alakalı
Bu, Aristoteles'in olduğu kabul edilen Politika (Es-Siyase) adlı yapıtın sonunda sözü edilen hesapla ad bulma tekniğidir. Savaşmakta olan iki kraldan hangisinin kazanacağını hangisinin yenileceğini öngörmeye yarar. Alfabenin harflerine, a, b, c.... (elif, be,...) sıralamasıyla birler, onlar, yüzler ve binler olarak sayısal değerler yükleyen sisteme göre her kralın adını oluşturan harflerin sayısal değerlerinin toplamını hesaplamaya dayanır. Bu hesaplamadan sonra toplam dokuzla bölü­nür. Bu bölmenin verdiği sonuç not edilir. O zaman her iki taraf harf­lerinin bölme hesabı sonunda kalanlar karşılaştırılır. Bu kalan rakam­lar başka başka ise ve her ikisi de çift ya da tek sayı ise adı üzerinden yapılan hesabın kalanı daha küçük bir rakam olan kral kazanan taraf olacaktır, yenecektir. Eğer hesap sonu kalan her iki rakamdan biri tek biri çift ise sayı ise, o zaman da hangisinin hesap kalanı daha büyük sayı ise o kazanacaktır. Aristoteles bu konuda çok yaygın olan şu dize­leri anmaktadır: "Her ikisi de çift olsun ya da tek olsun, az olan sayı kazanır; "Her ikisi de eşit değilse, sayısı çok olan galip gelir. "Her ikisi de çift sayı ise, savaşa çağrılan kazanır, "Her ikisi de tek sayı ise, savaşı çağıran kazanır. "
Reklam
Nihal Atsız (1905-1975) Atsız soyadının göndermesi, eski Türklerde henüz ad takınmayı hak edecek bir kahramanlık göster­memiş erkek çocuklara takılan anonim ismedir. Hüseyin Nihal Atsız bir mülakatında bu soyadı, kadınsı Nihal adından kurtulmak için aldığını söylemişti.
Adlar...
Asıl adıyla anılan, on kişiyi geçmez köyde. Daha çok takma adlarıyla anılır insanlar. Böyle anıla anıla da, adı unutulur. Sorulduğu zaman, asıl adını bilmeyenler var. Hele yeni yetişenler, köyün yaşlılarını yalnız takma adlarıyla tanımıştır, ne bilsin adını. Yaşlılar da gençlerin adını bilmezler. Zaten dedelerinin takması, torunlara ad oluyor. Takmalardan birkaçını sayayım: Kumbulu, Alanın oğlu, İdalı, Bildiri, Horsun, Holü, Dınkırı, Karaca... Horruk, Şaplak, Köşküş, Çüllu, Moroğları. Babaları da öyle: Ayran, Tönbe, Bıyık, İbalı, Fosur, Gamuk...
Bana gün ışığı demeyi kes. Neden? Çünkü benim adım o değil. Farkındayım. Bu bir takma ad.
Sayfa 411
Benim düşmanım olan adındır yalnızca Sen sensin Montague olmasan da. Hem Montague nedir ki? Ne eli bir erkeğin, Ne ayağı, ne kolu, ne yüzü, ne de başka bir parçası. N'olur başka bir ad bul kendine. Adın ne değeri var? Şu gülün adı değişse bile Kokmaz mı aynı güzellikte? Romeo'nun da adı Romeo olmasaydı, Kusursuzluğundan hiçbir şey kaybolmazdı. Romeo, bırak, at bu adı! Senin parçan olmayan Bu ada karşılık al bütün varlığımı.
Sayfa 39
Reklam
Mevlana
"Aşk geldi, derimin, damarlarımın içinde akan kan oldu. Beni, benden boşaltarak dost ile doldurdu. Vücudumun her tarafını, bütün zerrelerini dost kapladı. Benden, bana ancak ad kaldı ve artakalan hep O oldu."
Per aspera ad astra. Zorluklardan yıldızlara doğru...
varsayımım şu ki, bazen deneyimlediklerimizden ziyade deneyimlemediklerimiz hakkında daha fazla şey bildiğimizi düşünürüz; deneyim yaşamama tecrübesine taktığımız ad “hüsran”dır. Mesela psikanaliz seanslarında, insanların yaşadıkları deneyimleri anlatırken yaşayamadıkları deneyimlerden bu kadar çok bahsetmeleri ve mahrum kaldıkları şeyler hakkında bu denli otoriter, tutkulu ve kendinden emin bir tavırla konuşmaları bana çarpıcı geliyor. Örneğin bir erkeğin ya da kadının, eşinde nelerin eksik olduğunu ve söz konusu eş belli açılardan değişecek olsa hayatlarında nasıl farklılıklar yaşanacağını bilmesi sık rastlanan bir durum.
Kim olursa olsun, kimseyi putlaştırmayın, yüzüne karşı methetmeyin, kahramanlaştırmayın, hatasını görünce hatırlatmaktan, ikaz etmekten çekinmeyin, iyi işini görürseniz destekçi olun, gıyabında ıslahı için dua edin... Prof. Dr. Mahmud Es'ad Coşan
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.