SARHOŞ GEMİ Ölü sularından iniyordum nehirlerin Baktım yedekçilerim iplerimi bırakmış; Cırlak kızılderililer, nişan atmak için Hepsini soyup alaca direklere çakmış. Bana ne tayfalardan; umurumda değildi
Çünkü yazılı olmayan en büyük kuralımız, kimsenin kimseye karışmamasıydı.
Reklam
Sen hiç kimsenin olamayacağı kadar çok şeyimsin benim... yüreğimde sana ayrılan yer herkesinkinden büyük. Yalnızca bir arkadaş, bir kan kardeş, bir sırdaş, bir çok yakın dost değil, bir büyük sevgisin sen... yanında sonsuz şımarabileceğim ve hala kaybetmekten korkmayacağım tek kişi... yani biraz annem, biraz babam, hatta hiç görmediğim dedem, belki hiç doğmayacak oğlum... sonra daimi hayranım ve tabi dokunulmamış sevgilim... sen benim masumiyetimsin tuna... benim en yakınımsın! Aslında belki öbür yarımsın? Bütün bunlar ne demek anlıyor musun? Hı?
Onu ilk kez gördüğümde yaşantımda çok önemli bir yer tutacağını sezmiştim. Bu tıpkı, bir filmin daha ilk karesinden bütününü kavramak, sonunu tahmin etmek gibi bir duyguydu. Onu ilk gördüğümde bundan böyle artık benim için çok önemli olacağını sezmiş ve ürkmüştüm. O andan başlayarak yaşantım değişecek, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Bunu nasıl güçlü hissettiğimi ve sarsıldığımı iyi hatırlıyorum. Fakat elimden gelen hiçbir şey yoktu. Çünkü güçlü bir çekim alanının etkisine girmiş, büyülenmiştim. Bütünüyle tuhaf olarak tanımlanacak bir zevkle bu albeniye kapılmıştım. Tamamen kendi isteğimle ve tamamen "ben" oluşumla ilgili olarak.
Ada çayı kışların ve sonbaharın, yağmurların ve karların bir ilk baharıydı. İçinde sıcak bir iklim taşıyan mavi ve kırmızı benekli, beli kıvrak ve ince çay bardağı hafızama karşı bir mevlit gecesi, bir ölünün kırkı,bir tekin değildir kokusu ile tütüyor ve balıkcılar poyrazın sertliğinden, ekmek den ve kırık sandallardan bahsediyorlar. Sultana papatya suyu ile sararttığı saçlarını burnuma dokunduruyordu. O zaman ada çayının kokusunu unutuyorum:......
Kendi inşa ettiğimiz hapishanelerde yaşıyoruz; adına ev, aile, akrabalar, töreler diyerek… Sonra bu duvarların arasında boğulup, çıldırıyor, ama yıkılmasın diye de uğruna hayatımızı siper ediyoruz."
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.