Gökteki parlak yıldızla yerdeki çakıl taşı bir olmadığı gibi Sahâbî ile diğer insanlar da bir değildir. O cennetten gül toplayan eller nerede,
biz neredeyiz?
Câhilin ağzı mürekkeb hokkası gibi karadır, ondan hikmetli bir söz çıkmaz. Câhillerle oturmak, harap mezarda oturmak gibidir. İşte
böyle câhillerdir ki, peygamberlere bile dil uzatırlar
ömründe yüzü bir kere Kıble’ye dönmemiş, alnı bir kere secde görmemiş, bir defa mescide girmemiş kimselerin bu vadide söz
söylemeleri şeytanı sevindirmekten başka nedir ki?..
İşte edeb bilmemek, haddini bilmemek, sonu düşünmemek buna denir.
O sahâbîler sarayının sultanı demiştir ki:
“Kibir ve gururdan sakınınız! Topraktan yaratılan, sonra tekrar
toprağa dönüp kurtların yiyeceği, bugün canlı, yarın ölü insanın gururu nedendir ve kimedir?”