Bazı insanların gerçekten ihtiyacı olan kitap: Adab-ı Muaşeret Kuralları.
Kitabı alıp Meriç'e uzatıyorum. Kitabı görünce kaşlarını çatıyor. "Bu nedir?"
"Adab-ı Muaşeret kuralları. İhtiyacınız olduğunu düşündüm."
"Hanımefendi, görgü kurallarını bildiğime emin olabilirsiniz."
"Beyefendi, öyleyse neden uygulamıyorsunuz?"
Bu kitaba inceleme yazmak benim haddim değil.
MaşaAllah der geçerim
"Edeb eğitimi söz ile başlar, kitâbî bilgi ile daha muhkem hâle gelir. Fakat kişi daha çok bilerek değil, zahirde amellerini riyadan, batında ise kalbini şehvet ve hevadan koruyarak müeddeb olur. Nitekim sufiler ilim-edeb münasebetini şu şekilde ifade etmektedirler:
Ehl-i irfan meclisinde kıldım taleb,
İlim en geridedir illâ edeb, illâ edeb.
Bu beyitle, edebin her meselenin olduğu gibi ilmin de mukaddimesi olduğu ifade edilmektedir. Bu yüzden medrese müfredatının ilk dersi edebtir. Bu vadide ulemâ tarafından çok sayıda eser telif edilmiştir.(Sayfa 185)"
"Abdullah b. Mübarek, “Kim bir edebi küçük görürse sünnetlerden, sünnetleri küçük gören farzlardan, farzları küçük gören de marifetten yoksun olmakla cezalandırılır.” buyurmaktadır.(Sayfa 178)"
İyi Aile Yoktur Bu kitapla tanışmam çok yakın bir arkadaşımın 2 sene önce muhakkak bu kitabı oku Sena demesiyle başlamıştı. Ne yalan söyleyeyim çok prim verme taraftarı değildim çünkü sanıyordum ki bunu yaparsan daha iyi olur gibi sığ önerilerle dolu bir kitaptı.
'Do not judge a book by its cover' sözünden yola çıkarak bir şans vereyim
(Kur'an ehlinin sahip olması gereken özellikler)
Kitabın isminde geçen 'حمل' fiili taşımak anlamına gelir. Hâfızın diğer bi ismi de 'hâmil' diye duymuştum, yani 'taşıyan'.
Peki nerede taşıması gerekir bi hâfız veya genel olarak Kur'an ehli Kur'an'ı..?
"Kalbinde, aklında ve hayatında."