bolca kitap ve bir radyo olsa yetecekmiş. yeşilliğin ortasında, arkasından nehir geçen ahşap bir ev, akşam evine dönen sürünün sesi, uzakta otlanmakta olan bir atın manzarayı tamamlayışı..
bir sobanın çıtırtısında bulacakmışım huzuru, üstünde tüten çaydanlıktan odaya yayılan adaçayı kokusunda. parmaklarımın uçlarında kırmızı kına olsa, raflarda bakır ve ahşap sahanlar. babannemin beyaz başörtüleri. bir sonraki bayramı bekleyen şekerlik.
ben çocukluğuma dönsem her şey düzelecek sanki. biraz bile tahammülüm varsa kendime hiçbir zaman büyümeyi istememiş olmamdandır. dünyaya hiçbir zaman alışamamış oluşum şu bedende biraz daha zaptediyor ruhumu. hep yalnızdım, gece ve sabah kitap okuyarak anlaşılmayışımı örtmeye çalıştım. ama o köy evine gittiğim zaman Allah'a daha yakın, daha az yalnızdım sanki. bağrımdaki köz daha az yakıyordu. ben daha insandım.
çocukluğuma dönebilir miyim?