Hiçbir şey olmadı, ses çıkmadı,adalet yerini bulmadı, kaybettiğimizle kaldık.
"Modern Çağ'ın özeti: Kelime çok, anlam az. Yasa çok, adalet az. Geveze çok, konuşan az. Yürüyen çok, ilerleyen az."
Reklam
Adaleti Terazi
Teraziye oturtmuşlar zorbayı Keyfe göre dolduruyor torbayı Adalet yürekten yemiş darbeyi İlim hasta, irfan ölmüş bak hele... Suları Islatamadım/Abdurrahim Karakoç
Müslümanlığın en temel şartı, zulme karşı durmak ve adalet için savaşmaktır.
Sayfa 313
Anlamsız gelebilir fakat anlamlı
Ahlaki çoğu değer;dinlerden ve güçlünün güçsüzler üzerinden hak sahibi olup kanunlar koymasıyla oluşur. Adalet ahlaki değerlere göre üst konumda olan birinin lehine çalışır. Oysaki iyi dediğimiz şey başka evrenlerde kötü olabilir ya da insandan insana değişebilir. Başka evrenlerin varolduğuna inanmak belki sizin için güç olabilir ama bambaşka fikirlere ve zihinlere sahip milyonlarca insan vardır. Hepsinin bakış açısı, dünyanın renkleri, insanların hoşluğu farklıdır bence bu bile çoklu evren için yeterli bi kanıt. Tanrı bu kadar farklı ve çok insan yaratmışken neden birden fazla evren yaratmasın ki. Demem o ki iyi ve kötü hala tartışılırken adalet ve ahlaki değerlerde tartışılmaya çok açıktır evet ama dünyada bir çocuk katili hangi ahlaki değer olursa olsun hangi farklı insan ve adalet olursa olsun bu alkışlanacak bir şey değildir bunu hepimiz biliriz. Hiç kimsenin kim olursa olsun hoşuna gitmeyen ve canını yakan çoğu şey insan olduğumuz için ortaktır. Ne kadar birbirimizdrn farklı olsakta ne kadar evrenler çoklu olsada birbirindrn farklı olsada ortak bi yanımız var aynı yaratıcıdam Doğmamız.
Acaba eserime bu ismi vermekte tam haklıyım diyebilir miyim? Sanmam. Çünkü batının türkiyeye karşı siyaseti ne zaman ahlaki oldu ki o ahlak şimdi çökmüş olsun. Batı politikasının gayesi hiçbir zaman ahlaki olmamıştır. Bilakis onun tek hedefi her zaman kazançtır ve hukuk yapan tek vasıtası da adalet değil daima kaba kuvvettir. Her devirde bu politikanın ana motorları dini ve maddi menfaattir. Ahmet Rıza'ya göre Batı'nın entelektüel başarıları ve bilimsel gelişmeleri "hümanist" ve pozitivist değil, ekonomik kazanımlara dönüştürüldüğünden toplumu geliştirmemişti: "Medeniyet köleliği kaldırabildi mi? Ne gezer, fakat onu daha rafine hâle getirebildi, o kadar." Buradan anlaşılacağı üzere, Ahmet Rıza Batı'yı kıskanıyor değildi, yenilgiyi peşinen kabullenmeye niyeti yoktu ama tavrı ilkesel bir güvensizlikten de kaynaklanmıyordu. Dolayısıyla "Batı'ya rağmen Batılılaşmayı" savunduğu söylenemezdi. Ahmet Rıza'nın Doğu-Batı ilişkisi meselesine bakışı yaşamak zorunda kaldığı kişisel güçlüklerin ve pozitivizmin yanı sıra déjeuners du mercredi'de tanışıp arkadaş olduğu Gustave Le Bon'un eserinden de etkilenmiş olabilir.
Sayfa 119Kitabı okudu
Reklam
Hak, adalet, merhamet, ar, haya gibi insanlığı hayvanlıktan ayıran ne kadar mukaddes kelime varsa günden güne manalarını kaybediyorlar.
İnsanlık tarihinin hiç bitmeyen mücadelesi
❝Zayıf, daima adalet ve eşitlik ister, halbuki bunlar kuvvetlinin umurunda bile değildir.❞ #
Aristoteles
Aristoteles
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.