Zannederim, kızım olsa kocaya vermezdim. Liza hafif bir gülümsemeyle: ---Nasıl olur, dedi? ++Yemin ederim kıskanırdım. Elin adamını nasıl öper, onu nasıl öz babasından daha fazla sever? Bunu düşünmek bile acı geliyor bana. Tabii bunlar saçma, sonunda herkes alışır. Fakat bana öyle geliyor ki, onu evlendirinceye kadar kendim harap olur, isteyenleri bir bir ıskartaya çıkarırdım. Sonunda kendi sevdiği adama verirdim. Ama kızın gönlünü kaptırdığı adam, babanın gözüne daime isteklilerin en kötüsü görünür. Bu hep böyledir. Ailelerin çoğunda bu yüzden anlaşmazlıklar çıkar.
Bana dünyanın hakikaten suratına tükürülmeye bile değmez olduğunu ve bu dünyada suratına tükürülmeyecek bir tek, ama bir tek insan bile bulunmadığını sağlam bir şekilde ispat ettin. Böyle biri mevcut olsa o sen olurdun ve şimdi buraya gelinceye kadar içimde bir şüphe vardı. Şu kainatta belki bir de iyi taraf vardır, fakat görmek bize nasip olmuyor diyor ve seni düşünüyordum. Bir daha teşekkür ederim. Beni boş hayallerle avunmaktan, yaptığıma pişman olmaktan kurtardın. Ben de kendimi adam tanır bir şey zannederdim. Senin suratına bakınca melanet dolu ruhunu göreceğime yüreği çarpan bir insan görüyordum.
Sayfa 194Kitabı okudu
Reklam
Sadi varken merkezdeki parka oturunca zannederdim ki masallardaki bahçeler gibidir. Meğer orada on iki tane masa varmış. Masaların çoğunda ihtiyarlar otururmuş. Sadi derdi ki bu adamlar iki bardak çayın hesabını yapar. Burada yoksulluk adama soluk aldırmaz. Ne kadar doğruymuş. Tam iki bardak çay içecek kadar oturuyorlar. Sonra hemen kalkıyorlar.
Gençliğimde, bir gün iş güç sahibi ve zengin bir adam olursam mutlu olacağımı zannederdim. O da yalanmış. Bunlar hiç mutlu etmedi beni.
189 syf.
·
Puan vermedi
Bir baba tanırdım, yüze gülmez, sert bir adamdı, ama kızının önünde diz çöker, ellerini ayaklarını öper, seyre doyamazdı. Kızı baloda dans ederken adamcağız beş saat aynı yerde gözlerini ona dikip hayran hayran seyrederdi. Kızının sevgisiyle aklını bozmuştu. Kızı eğlenceden sonra yorgun düşer uyur; babası uyanarak gider, mışıl mışıl uyuyan yavrusunu öpüp koklar, onu kutsardı. Kendisi yağlı elbiseyle gezer, kimseye zırnık koklatmazdı, kalan son parasını bile kızına harcar, pahalı hediyeler alırdı; beğendirince de sevincinden deli olurdu. Babalar, kızlarına daima annelerden daha düşkün olur. Bazıları kızlarını evlerinde prensesler gibi yaşatırlar! Zannederim, kızım olsa kocaya vermezdim. Yemin ederim kıskanırdım. Elin adamını nasıl öper, onu nasıl öz babasından fazla sever? Bunu düşünmek bile acı geliyor bana. Tabii bunlar saçma, sonunda herkes alışır. Fakat bana öyle geliyor ki, onu evlendirinceye kadar kendim harap olur, isteyenleri bir bir ıskartaya çıkarırdım. Sonunda kendi sevdiği adama verirdim. Ama kızın gönlünü kaptırdığı adam, babanın gözüne daima isteklilerin en kötüsü görünür. Bu hep böyledir. Ailelerin çoğunda bu yüzden anlaşmazlıklar çıkar.
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 2020130bin okunma
325 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
ALGERNON’A ÇİÇEKLER-DANIEL KEYES,325 sayfa Bir deney faresi ile bir insanı aynı kategoriye koymak,denek için bir canlıyı,bir insanı kullanmak ne kadar etik ? Algernon bir kobay fare,üzerinde yapılan deneylerle çok akıllı bir canlı oluyor.Peki kobay olarak bir insan kullanılırsa ,bu insanın öğrenme kapasitesi moron tabir edilen türdense yapılan
Algernon'a Çiçekler
Algernon'a ÇiçeklerDaniel Keyes · Koridor Yayıncılık · 201526 okunma
Reklam
1.000 öğeden 131 ile 140 arasındakiler gösteriliyor.