"...O gün, daha iyi hissettiğime göre, bu adamın gayet derin ve karışık bir ruhu vardı. Çektiği ıstırap, insanlardan gördüğü fena muamele, bu ruhu bir çukur gibi kazmış; his, fikir ne varsa onun derinliğine gömmüştü.
Filhakika, insanlar içinde yabani bir yaratık gibi yalnız yaşayan, etrafından, hakaret ve alay gören bir insanın başka türlü olmasına imkân yoktu..."