144. sone
"Biri huzur, biri dert, iki sevgim var benim,
İki görüntü gibi hep gönlümü çelerler-.
Sarışın bir erkektir benim iyi meleğim,
Kötü ruh bir kadındır, kapkaranlık bir esmer.
Dişi cin, cehennemde beni yok etmek ister,
Meleğimi gönlümden ayartmağa çalışır,
Onun saf varlığım pis kibriyle büyüler,
Kutsal ruhu şeytana çevirmeye kalkışır.
Benim iyi meleğim iblisçe kudurunca
Dosdoğru bilemem de kuşkulara düşerim:
İkisi benden ayrı sıkı dostluk kurunca
Melek, dişi şeytanın cehenneminde derim;
Dertliyim bilemeden kuşkuyla yaşamaktan,
Sonunda meleğimi yakacak dişi şeytan."
Son Akşam Yemeği'nde Hz. İsa'nın hissettikleri mi yoksa bunlar? Erkekler ve kadınlar arasında ihanete uğrayan bir Hz. İsa vardı orada da. İnanılmaz mesajlar saklamıştı resminin içine Da Vinci. Sanırım ki erkeklerin ve kadınların bu kadar değişebildiği, işler çevirmeye kalkıştığı bu dünyada Hz. İsa o yüzden ellerini açmıştı belki de, o da bir insanın sevgilisine bakarkenki şaşkınlığı ve sessizliği gibi ne yapacağını bilmiyordu.