Doğu Türkistan'lı Müslümanlar
Genel olarak çalışkan insanlardır ve hangi şartlar altında olurlarsa olsunlar asla dilenmezler. Ülkeleri işgal altında olmasına rağmen dünyanın hiçbir yerinde sokaklarda dilenen tek bir Doğu Türkistanlı göremezsiniz.
Sayfa 109Kitabı okudu
Mevla'sını Bulan Leyla
İslam'a olan ilginin her geçen gün daha da arttığı ülkelerden biri de Japonya. Zeki ve çalışkan insanların ülkesi olarak bilinen Japonya'ya her gün yeni camiler, mescidler ve İslam Merkezleri inşa ediliyor. Son yıllarda İslam'a büyük ilgi gösteren Japon gençliği de tıpkı Leyko Hanım gibi huzuru İslam'da buluyor. Daha önceleri Budizm'e inanan Leyko Hanım Ürdün, Suriye ve Türkiye'ye yaptığı ziyaretler sonucu Müslüman olmaya karar vermiş ve ismini Leyla olarak değiştirmiş. Kelime-i Şehadet getirip Müslüman olduktan hemen sonra örtünen Leyla Hanım, başörtüsüne büyük önem verdiğini ifade ederek, "Örtüm başımda olduğu zaman Allah'ın bana olan şefkat ve sevgisinin daha fazla arttığını hissediyorum:' diyor.
Reklam
Yâ Hâbibullah yâ Hayre'l-beşer müştâkunam Eyle kim leb-teşneler yanub diller hem-vâre su "Ey Allah'ın sevgilisi, ey insanların en hayırlısı! Nasıl ki çok susamış, dudağı susuzluktan çatlamış olanlar hararetle yanıp her an su isterlerse, işte ben de senin öyle tutkununum."
Sayfa 133 - Diyanet işleri başkanlığı yayınlarıKitabı okuyor
Zikr-i na'tün virdini dermân bilür ehl-i hatâ Eyle kim defi humâr içün içer mey-hâre su "Sarhoşlar, sarhoşluklarını (başağrılarını) gidermek için nasıl su içerlerse, günâhkârlar da na'tını dillerinden düşürmemeyi (günâhlarına) derman bilirler."
Sayfa 131 - Diyanet işleri başkanlığı yayınlarıKitabı okuyor
Zerrelerin kargaşa içerisinde bile yolundan şaşmaması peki>>
Zerre zerre hâk-i dergâhına ister sala nûr Dönmez ol der-gâhdan ger olsa pâre pâre su "Su, zerre zerre eşiğinin toprağına nûr salmak (nurlandırmak) ister. Eğer paça parça (da) olsa o dergâhtan (eşikten) dönmez."
Sayfa 129 - Diyanet işleri başkanlığı yayınlarıKitabı okuyor
Uzun, karışık ama çok anlamlı bir paragraf..
Allah'ın üflemesiyle birlikte aleme ruhla birlikte Adem'in gözü de değdi. O zaman cilasız aynada olduğu gibi değil, alemde oldukları gibi, evet, tam da çocukların göreceği gibi gördük şeyleri. Gördüğünü adlandıran, adıyla da gördüğü şeyi bir tutan biz çocuklar o zamanlar ne şendik! O zamanlar zaman zamandı, kaza kaza, hayat da hayat. Bu mutluluktu ve şeytanı mutsuz etti ve o da şeytandır, Büyük Kumpas'ı başlattı. Bir adam Büyük Kumpas'ın piyonu, Gütenberg, -matbaacı dediler ona ve taklitçilerine- çalışkan elin, sabırlı parmağın ve titiz kalemin yetiştiremeyeceği kadar çoğaltı kelimeleri ve ipini koparan, kelimeler, kelimeler, kelimeler boncuklar gibi dört bir yana dağıldılar. Sokak kapılarımızın altını ve sabun kalıplarının ve yumurta paketlerinin üstünü aç ve çılgın hamam böcekleri gibi kelimeler ve yazılar sardılar. Böylece bir zamanlar etle kemik gibi olan söz ile eşya birbirine sırt döndüler. Böylece, gece ay ışığında, zaman nedir, diye bize sorulduğunda, hayat nedir, keder nedir, kader nedir, acı nedir diye sorulduğunda, bir zamanlar yüreğimizle bildiğimiz bütün cevapları, imtihan gecesini uykusuz geçiren ezberci öğrenci gibi birbirine karıştırdık.
Sayfa 104
Reklam
87 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.