“Ölümümü güzelleştirmeliydim. Ölümü güzelleştirmenin yolu ise hayatı güzelleştirmekten geçiyordu. Birçok kişi hak ve adalet uğrunda ölmeyi kutsasa da ben asıl zor olanın hak ve adaleti gözeterek yaşamak olduğunu düşünüyordum.”
Hiçbir özel hedefi olmasa bile sadece var olmak için gitmeli ve yeryüzünün farklı diyarlarında kendi varoluş öyküsünün peşine düşmelidir. Çünkü yollar ‘hayat’ denilen bilmeceyi çözebilmek için insana üst üste kapılar açar.
“Yolculuk sadece gitmek demek değil; aynı zamanda var olmaktır. Arkanızda gezilmiş şehirler, upuzun yollar, birbirinden farklı insanlar bıraktıkça var olduğunuzu hissedersiniz. Bundan dolayı insan gitmelidir.”
Ölüm üzerine düşüncelere dalıp derin kuyular içinde dolaşmaya başladığım andan itibaren insanın asıl gayelerinden birinin de ölümü güzelleştirmek olduğu fikri bir kurtarıcı gibi yardımıma koşuyordu. Geride beni hatırlayanların arkamdan tebessüm ettikleri, içten dualar gönderdikleri bir hayat bırakmak istiyordum. Ölümümle birlikte kapanmayan, kıyamet gününe kadar açık kalacak olan bir amel defteri oluşturmayı düşlüyordum. Bunun için de ölümümü güzelleştirmeliydim. Ölümü güzelleştirmenin yolu ise hayatı güzelleştirmekten geçiyordu. Birçok kişi hak ve adalet uğrunda ölmeyi kutsasa da ben asıl zor olanın hak ve adaleti gözeterek yaşamak olduğunu düşünüyordum. Asıl zor ve başarılması gereken yaşamaktı; ölmek değil.