Yazardan okumuş olduğum ilk eser olmasına rağmen beni kendisine çeken ve hayran bırakan bir his verdi. Şuan diyorum ki keşke daha önce okusaydım. Kendimi biraz geç kalmış hissediyorum.
Hani bazen eserlerin dış yapısına bakıp "bu bitmez, insanı sıkar, yarım kalır" deriz. İnce Memed serisi için de bunu düşünebiliriz. Ama eserimiz tam tersine sizi bir anda içine alan ve bir çırpıda okuyup kenara koyacağınız yapıya sahip. Lakin bir hızla okunduğu kadar etkisinden de bir o kadar zor çıkılabilir.
Eserin tasvirleri beni benden aldı, resmen İnce Memed ile beraber sizde eserin içinde olayları birebir yaşıyorsunuz. O köyleri sanki karış karış biliyormuş, geziyormuş hissi veriyor. Eserin konusu âdeta bir baş kaldırış. Sömürüye, ağalık düzenine bir baş kaldırış, uyanışın bir direnişin romanı...
Eserin okuyanı etkileyen noktalardan biri de dilinin sadeliği ve bu sadeliğe rağmen etkisinin çok fazla olması. Belki de bu etkileyicilik bizim içimizden olması, tarihimizden gelmesi...
Keyifli okumalar...