Yaşadığım coğrafyanın özelliğini biliyordum. Bu ülkede adil olanla haksızın, akil ile aptalın nasıl birbirinin içinde eriyerek tuhaf bir hüviyete büründüğünün de farkındaydım.
Kızgınlığım, seyirci kaldığım, elimden bir şey gelmediği için sadece kendime. Anlatamadığım, aydınlatamadığım, öğretemediğim, dönüştüremediğim için! Yoksa kime ne için kızacağım?
Korkuların, kinlerin ve cehaletin esiri olmuş insanlara kızamaz bir doktor.
Beni darbeye teşebbüsle suçluyorlar. Oysa darbelerin yaptığı tahribatı kimse benden iyi bilemez. Ben 27 Mayıs darbesinde Çapa'nın ikiye bölünüşüne, 147'liklerin hazin hikâyesine, 12 Eylül'de ise eğitim sisteminin tamamen çöküşüne tanık olmuş bir insanım. Darbelerin her seferinde en büyük darbeyi, bilime indirdiğini, gözlerimle gördüm.
İzmir Cumhuriyet Mitingi'nde, "Ne şeriat, ne darbe," dedim diye beni kürsüye çıkarmasınlar, sonra siz gelin beni darbeci yapın! Sizi gidi şaşkınlar!
Aklın gelişmesi ve olgunlaşması 7 şeyle olur:
1.Sevgiyi seçmek
2.İsterken doğru ve sağlam istemek
3.İyice araştırarak seçimde bulunmak
4.Hayırlı olana inanmak
5.Seçilen ve inanılan şeye bağlı kalmak
6.İnandığı ve seçtiği şeyde gereğini yapmak
7.Her şeyi yerli yerinde yaparak, söz ve fiilde adil olmak