Saygı- güven kültüründe ‘can’ baskındır. (…) Böyle bir evlilik ve aile ortamında;
1. İyi olan; sevgi, güven ve destek vermektir.
2. Doğru davranış; sevgi, güven ve desteğin güçlenmesidir.
3. Adil ortam; ben değil biz diyebilen bir ortamdır.
“Ay ve güneş herkesin lambasıdır, hava herkesin havasıdır, su herkesin suyudur. Ekmek neden herkesin ekmeği değildir”?
( Şeyh Bedreddin)
Kominist fikirlerin babası Karl Marx tan 400 sene evvel Anadolu ve Rumeli‘n den bir Bedreddin Mahmut geçti.
Evet, henüz Karl Marx ın fikirleri yok iken , evvel zaman içinde İzmir Karaburunda, o kutsal
İnsanlar, geçmişte yaptıkları zulümleri, gayrı adil davranışlarını silmek ister. Lâkin bazı kişiler vasıtasıyla, zulme sessiz kalmayanların gayretleriyle tarih bunları asla unutmaz, hep kaydeder. Bu kitapbın adı da bundan ötürü "Kara Kitap". Türk milleti olarak makus tarihimiz olacak Milli mücadele sonrası ilk parti rejiminden 1960'lara gelinceye değin halkımıza işlenen türlü zulümleri işler. Başta ilk dönem CHP iktidarı olmak üzere ardından gelen DP iktidarını da eleştirir. Daha doğrusu dine, topluma karşı güdülen manevi savaşı ele alır. Bunları bilmek ve bizden sonrakilere aktarmak gereklidir. Eşref Edip, o dönemin içerisinden basın yoluyla mücadele vermiş, gazetelerde tefrika olarak yazılan yazıları burada tek vücut hâline getirilmiştir. Hatta bu kitap yüzünden devrin hükümetince mahkemelik dahi olmuştur. Daha sonraları basımına izin verilmiştir. Kitap asla olaya siyasî yönden bakmıyor, sadece halkın Müslüman-Türk gözünden bağımsız olarak bakıyor. 1930-1960 arasındaki dönemde bu milletin dini anlamda ne güçlükle hayatta kaldığını öğrenmek isteyenlere okumalarını şiddetle tavsiye ederim. İyi okumalar.
Kara KitapEşref Edip · Beyan Yayıncılık · 2000170 okunma
Adalet tartışmaya açıktır. Güç ise ilk bakışta tartışılmaz biçimde anlaşılır. Bu nedenle gücü adalete veremedik, çünkü güç, adalete karşı çıkıp kendisinin adil olduğunu söylemişti. Haklı olanı güçlü kılamadığımız için de güçlü olanı haklı kıldık.
"Dünya üzerindeki en adil şey ölüm. Kimse parayla rüşvetle ondan kaçamadı henüz. Ve herkesi alıyor toprak: iyiyi de, zalimi de, günahkârı da. Bundan daha adaletli bir şey yok dünyada."
Bir Tanrı varsa eğer kaos ve ölüm de O'nun sanları arasında yer alacaktır, eğer Tanrı yoksa, bu da aynı anlama gelir, o zaman kaos ve ölüm kuşaklar tükenene dek birbirlerine yeter. İstediğimiz kadar günlük yakalım, belirsizliğe ve çürümeye mahkumuz, neye taparsak tapalım, kurtuluş yok, iyilerle kötülerin yazgısı aynı, azizleri de canavarları da aynı uçurum kucaklıyor, adil olma ve adaletsizlik fikri, görgü kuralları gereği bağlı kaldığımız bir sayıklamadan
başka bir şey olmadı hiç. Aslında, dinsel ve ahlaki fikirlerin kaynağı insandadır, bunu insanın dışında aramak anlamsızlıktır, insan metafizik bir hayvandır ve evrenin yalnızca kendi için varolmasını ister, ama evren insanı bilmez, farkında değildir ve insan bu tanımazdan gelmeye teselli bulmak için uzamı tanrılarla, kendi imgesinden yarattığı tanrılarla doldurur.