Onu hep görüş alanımın içinde tutmaya çalışıyordum. Benimle beraber olmadığı zamanlar dışında, uzaklaşmasına hiç izin vermiyordum. Ve benimle beraber değilken, başkalarıyla da benim yanımdaki kişi olarak kaldığı sürece ne yaptığıyla pek ilgilenmiyordum. Senden uzakta bir başkası olmasına izin verme. Onun, daha önce hiç görmediğim biri olmasına izin verme. Bizimle, benimle olduğunu bildiğim yaşamından başka bir yaşamının olmasına izin verme. Onu yitirmeme izin verme.
Onun üzerinde bir etkimin olmadığını, ona verecek hiçbir şeyimin, onu çekecek hiçbir özelliğimin olmadığını biliyordum. Ben hiçbir şey değildim. Bir çocuktum sadece.
Konuşmaz olduk.
Sabahları aynı yeri paylaşsak da sohbet boş ve eğretiydi. Gevezelik bile diyemezdiniz buna. Onu hiç üzmüyordu bu. Muhtemelen düşünmemişti bile.
Bir insan sizinle yakınlaşmak için her türlü cefayı çekerken, bu konuda en ufak bir fikrinizin olmaması ve iki haftayı geçtiği halde aranızda bir-iki sözcükten öte laf edilmemesinin bile kafanızı hiç kurcalamaması nasıl bir şeydir? Bu konuda bir şey düşünmüş müydü acaba? Yoksa kendisine hatırlatmam mı lazımdı?
Sen benim vatana dönüşümsün. Seninle birlikteyken ve biz beraberken isteyeceğim başka hiçbir şey yok. Sen beni kimsem o, yani sen benimleyken olduğum kişi yapıyorsun Oliver.