Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Benden bu kadar çok mu hoşlanıyorsun Elio?" "Senden hoşlanıyor muyum?" Kulaklarına inanamayan biri gibi görünmek istemiştim, böyle bir şeyden nasıl kuşkulanabildiğini soruyormuşum gibi. Ama sonra bir daha düşününce yanıtımın tonunu, Kesinlikle anlamına gelecek, kaçamak bir belki ile yumuşatma noktasında olduğumu görüp dilimi serbest bıraktım "Senden hoşlanıyor muyum Oliver? Sana tapıyorum ben." İşte, söylemiştim. Sözcüğün onu sarsmasını istiyordum, suratına tokat gibi inmeliydi ki hemen ardından, en baştan çıkarıcı okşamalar gelebilmeliydi. Hoşlanmak nedir ki, tapmaktan söz ediyorken? Fakat aynı zamanda, kullandığım fiil, bize vurulan kişinin değil, en yakın arkadaşımızın bizi bir kenara çekip Bak, bilmen lazım, falanca sana tapıyor demesindeki gayet ikna edici nakavt yumruğunu taşısın istemiştim. "Tapmak" bir insanın böyle bir durumda söylemeye cesaret edeceğinden daha çok şey söylüyordu sanki; ama bu, bulabildiğim en güvenli ve en karanlık şeydi. Gerçeği içimden çıkarma isteğime saygı göstermiş ve bir taraftan da fazla ileri gitmiş olmam halinde derhal geri çekilebilecek bir delik bulmuştum.
Sayfa 106Kitabı okudu
Sadece senin hissettiğini sandığın şeyler, inan bana, ben onların hepsini yaşadım ve atlattım, hem de birden çok kez..Bazılarını hiç anlayamadım ve bazılarında da bugün senin kadar cahilim ama yine de,  insan yüreğindeki her dönemeci, her bilet gişesini, her odayı biliyorum..
Reklam
onun yanında bir kız olacak, benim yanımda bir kız olacak ve hatta mutlu da olacağız. her gün, eğer her şeyi berbat etmezsem, kasabaya bisikletle gidip dönebiliriz, bana vermek istediği şey bundan ibaret olsa da kabul edeceğim. en azla yetineceğim, kötü kırıntılarla yaşamak olsa da bu.
Kitapçı, Stendhal'in Armance'indan iki tane getirtmişti; birisi karton kapaklı, diğeri ciltli ve pahalıydı. İçimden gelen bir dür tüyle, ikisini de alacağımı ve babamın hesabına yazmasını söy ledim. Sonra yardımcısından bir kalem istedim, ciltli kitabın kapağını açtım ve Zwischen Immer und Nie, senin için, sessizlikte, seksenli yılların ortasında, İtalya'da bir yerde yazdım. Gelecek yıllarda, kitap hâlâ onda olursa acı çeksin istiyordum. Dahası, birisi bir gün onun kitaplarını karıştırsın, bu küçük Armance kitabını açsın ve Söyle bana, kimdi bu sessizlikte, seksenli yılların ortasında, İtalya'da bir yerdeki? diye sorsun istiyordum. Sonra onun, keder gibi ok misali saplanan ve vicdan azabından daha şiddetli bir şey hissetmesini, hatta belki de bana acımasını istiyordum, çünkü o sabah o kitapçıda bana acınmıştı, eğer onun bana vereceği tek şey acımaksa, acımak onun, kolunu bana dolamasını sağlayabilecekse, oluşumu yıllar almış, bulanık, erotik bir dip akıntısı gibi dolanıp duran bu acıma ve vicdan azabı dalgasının altında, Monet'nin taraçasındaki, onunla ilk değil ikinci kez öpüştüğüm ve tükürüğümü ağzına soktuğum, çünkü onun tükürüğünün ağzıma girmesini deli gibi istediğim o sabahı hatırlasın istiyordum.
Sayfa 108Kitabı okudu
“Bilge falan değilim. Dedim sana, ben bir şey bilmiyorum. Sadece kitapları ve sözcüklerin nasıl yan yana dizileceğini bilirim…” ama bu benim için, en önemli şeyler hakkında konuşmayı biliyor olduğum anlamına gelmez.”
Beni şaşırtan şey sadece, onun insanların içini okuma, içlerini didik didik edip, kişiliklerinin asıl yapısını kazarak ortaya çıkarma konusunda hayranlık uyandırıcı yeteneği değil, bir de her şeyi tam benim sezdiğim şekilde sezebilmesiydi.
Reklam
... “Gitmek zorunda mıyız?” diye sordum. “Kal” demek için aklıma gelen en yakın sözler bunlardı.
Sayfa 29 - sel yayınlarıKitabı okudu
Beni adınla çağır sevgilim.
onun bedenine yalnızca teslim olmaya değil o bedenin kalıbına girmeye de hazır olduğumun farkına varmış mıydı
Hayatını nasıl yaşayacağın sadece seni ilgilendirir. Fakat unutma, yüreklerimiz ve bedenlerimiz bize sadece bir kez için verilmiştir. Çoğumuz ister istemez, sanki yaşanacak iki hayatımız varmış, birisi taslak, öteki mükemmel versiyonmuş ve ikisinin arasında bir sürü versiyonlar varmış gibi yaşarız. Ama sadece bir tane vardır, sen bunu anlayamadan yüreğin yıpranır ve vücuduna gelince, ona bakacak pek kimsenin kalmayacağı, yaklaşmak isteğinin hiç olmadığı bir noktaya varırsın.
Sayfa 223Kitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.