Yüksek bir beklentiyle okumaya başladığım için açıkçası benim adıma biraz hayal kırıklığı oldu kitap.
Hikaye UI Qoma ve Besźel adında birbirine geçmiş ama aynı zamanda ayrı iki hayali komşu şehirde geçiyor. Bu yönüyle bir nevi Doğu-Batı Berlin veya Kudüs düşünülebilir. Her iki tarafın kendi kolluk kuvveti, yasaları var. Bir taraftan diğerine bakmak dahi suç. Eğer "ihlal" gerçekleşirse, ihlal adı verilen yasaların üstündeki güç gelip ensenize çöküveriyor. Ama şehirler günümüz dünyasında geçiyor. Yapı olarak bana biraz 1984 kitabını biraz da Person of Interest dizini anımsattı.
Klasik olarak bir cinayet işlenir, polisimiz olayı araştırmaya başlar; ama derinlere inildikçe daha büyük başların parmağı olduğu ortaya çıkar ve işler karışır. Miéville üstün kurgu yeteneği sayesinde gerçekten bir şehir yaratmayı başarmış. İki şehrin karakteristiğini ve atmosferini kitaba güzel enjekte etmiş. Başlarda kurguya özgü enteresan isimleri okumakta zorlansam da alıştım, hatta nasıl olduysa yer yer sıkılsam bile kitap kendisini okutmayı başardı. Ama benim için en büyük eksilerden biri hikayenin çözümlenişi oldu. Spoiler vermeyeceğim elbette ama bu kadar güzel yaratılmış bir evrende daha eşsiz bir şeyler beklerdim. Tabi bunda benim çıtayı yükseltmemin de etkisi var ne yazık ki.
Distopya tarzında bir polisiye okumak isteyenler için güzel bir kitap olabilir, tabi beklentiyi yüksek tutmamak şartıyla :)
