"Zarifoğlu'nun bu "şifreli" şiirlerinin açılımını hayatının son 10 yılında yazdığı şiirlerde daha açık bir şekilde görüyoruz. Bu yıllarda (1977 -87) İslâm dünyası gerçekten hareketli bir döneme sahne olmuş, dünya, zulme uğrayan Müslümanların akıl almaz direnişi ile karşı karşıya kalmıştır. Batı'nın o tarihlerden beri hiçbir zaman hazmedemediği İran İslâm Cumhuriyeti'nin kurulması, bağımsız Afganistan'ın Ruslar tarafından işgali ve Afganlı mücâhitlerin buna kahramanca direnmesi, Suriye'de çok küçük bir azınlığın temsilcisi olmasına rağmen ülkesini yıllardır baskıcı bir şekilde yönetmiş hafız Esad rejiminin, kendisine yegane rakip gördüğü bu ülkedeki sünnî Müslümanları sindirmesi ve Hama'da bir gecede binlerce Müslümanı öldürmesi, Doğu Türkistan'da yıllardır süren zulmün arkasının gelmemesi, Filistin'de kadınıyla, çocuğuyla savaşkan bir avuç Müslümanın dünyanın en donanımlı askerlerine karşı direnmesi... şairin hayatının son yıllarında meydana gelmiş olaylardır. Müslümanlar dünyanın dört bir yanında zulme karşı koyarak soylu bir direnç göstermişlerdir Zarifoğlu'nun üzerinde duracağımız şiirleri, de çağına tanıklık eden bir sanatçının geride bıraktığı bir "destan" niteliğindedir.