İngilizlerin Irak'a yaptığı baskı üzerine İran'a geçen Kudüs Müftüsü Hüseyni, İran'ın İngiliz ve Ruslar tarafından işgali üzerine maceralı bir kaçış ile Türkiye'ye kaçak giriş yaptı. Resmi sığınma talebi reddedilmişti çünkü. Halbuki Türkiye'yi çok seviyordu ve harika Türkçe konuşuyordu. Böyle bir Osmanlı hayranı Türk dostunu reddetmek miydi dünya siyasetinde at oynatmak! Kabul edilemiyorsa bir şekilde himaye de mi edilemiyordu! Hüseyni buradan tek başına Bulgaristan'a giderken ağlıyordu. Afganistan, Irak, Suriye, Filistin, İran, Türkiye ve diğerleri... Kardeşleri, dindaşları hiç kimse ülkesinde onu barındırmıyordu, barındıramıyordu. Tek istediği şey Kudüs'ün kurtuluşu idi. Ancak ona kucak açması gereken ülkeler ya Haçlı esareti altında idi ya da başlarındaki piyonların ipleri başkalarının elindeydi. Makam koltukları onlar için davalarından daha kıymetliydi.
Sayfa 132
-Kendilerini özgürlüğün savunucusu olarak kabul eden Amerika ve Batı Avrupa ülkeleri Afganistan'ın Ruslar tarafından işgali karşısında hiçbir ciddî tedbir almadılar. Siz bunu nasıl yorumluyorsunuz? -Başta Amerika olmak üzere batının özgürlük iddiasında bulunduğu doğrudur. Ama onların özgürlükten anladığı şey Batılıların özgürlüğü, beyliği ve efendiliğidir. Biz her türlü özgürlükçü direnişi top ve tankla susturan ve elleri özgürlük isteyenlerin kanına bulanmış olan Batılıların bu iddiasını hiçbir surette kabul etmiyoruz, özgürlük konusunun sürekli olarak Batılılar tarafından gündeme getirilmesi, dolaylı olarak esaretleri altına aldıkları milletleri aldatmak ve onları birer ahmak yerine koymak için hazırlanmış bir tuzaktır. Batılılar bu zayıf ve mazlum milletlerin esaretlerinin devamı için hiçbir cinayetten çekinmemektedirler. Onlar bu mahkûm milletleri akılsız yerine koymak için özgürlük iddiasında bulunmaktadırlar. Yoksa asıl hedefleri Amerika ve Avrupalı milletlerin özgürlüğü ve beyliğidir. (Hikmetyar ile röportaj.)
Sayfa 126Kitabı okudu
Reklam
İngilizlerin Irak'a yaptığı baskı üzerine İran'a geçen Kudüs Müftüsü Hüseyni, İran'ın İngiliz ve Ruslar tarafından işgali üzerine maceralı bir kaçış ile Türkiye'ye kaçak giriş yaptı. Resmî sığınma talebi reddedilmişti çünkü. Halbuki Türkiye'yi çok seviyordu ve harika Türkçe konuşuyordu. Böyle bir Osmanlı hayranı Türk dostunu reddetmek miydi dünya siyasetinde at oynatmak!Kabul edilemiyorsa bir şekilde himaye de mi edilemiyordu! Hüseyni buradan tek başına Bulgaristan'a giderken ağlıyordu. Afganistan, Irak, Suriye, Filistin, İran, Türkiye ve diğerleri... Kardeşleri, dindaşları hiç kimse ülkesinde onu barındırmıyordu, barındıramıyordu. Tek istediği şey Kudüs'ün kurtuluşu idi. Ancakona kucak açması gereken ülkeler ya Haçlı esareti altında idi yada başlarındaki piyonların ipleri başkalarının elindeydi. Makam koltukları onlar için davalarından daha kıymetliydi.
Sayfa 132Kitabı okudu
_Atatürk_ İktisat, ingiliz'in çekilmesi, Lenin, Şapka...
_İzmir İktisat Kongresi Açış Söylevi -1923_ _Ekonomi demek, her şey demektir. Yaşamak için, mutlu olmak için, insan varlığı için ne gerekse onların tamamı demektir. Efendiler, tarih, milletlerin yükselme ve düşmesi sebeplerini ararken birçok siyasî, askerî, sosyal nedenler bulmakta ve saymaktadır. Fakat bir milletin doğrudan doğruya hayatıyla,
çağına tanıklık eden...
"Zarifoğlu'nun bu "şifreli" şiirlerinin açılımını hayatının son 10 yılında yazdığı şiirlerde daha açık bir şekilde görüyoruz. Bu yıllarda (1977 -87) İslâm dünyası gerçekten hareketli bir döneme sahne olmuş, dünya, zulme uğrayan Müslümanların akıl almaz direnişi ile karşı karşıya kalmıştır. Batı'nın o tarihlerden beri hiçbir zaman hazmedemediği İran İslâm Cumhuriyeti'nin kurulması, bağımsız Afganistan'ın Ruslar tarafından işgali ve Afganlı mücâhitlerin buna kahramanca direnmesi, Suriye'de çok küçük bir azınlığın temsilcisi olmasına rağmen ülkesini yıllardır baskıcı bir şekilde yönetmiş hafız Esad rejiminin, kendisine yegane rakip gördüğü bu ülkedeki sünnî Müslümanları sindirmesi ve Hama'da bir gecede binlerce Müslümanı öldürmesi, Doğu Türkistan'da yıllardır süren zulmün arkasının gelmemesi, Filistin'de kadınıyla, çocuğuyla savaşkan bir avuç Müslümanın dünyanın en donanımlı askerlerine karşı direnmesi... şairin hayatının son yıllarında meydana gelmiş olaylardır. Müslümanlar dünyanın dört bir yanında zulme karşı koyarak soylu bir direnç göstermişlerdir Zarifoğlu'nun üzerinde duracağımız şiirleri, de çağına tanıklık eden bir sanatçının geride bıraktığı bir "destan" niteliğindedir.
Sayfa 7 - Beyan YayınlarıKitabı okudu
1890 yılında, Akmescit'te, tanınmış bir Kazak ailesinin çocuğu olarak dünyaya gelen Çokayoğlu, daha 27 yaşında iken, yeni kurulan bir hükümetin başkanlığına getirilecek, fakat bu devletin Bolşeviklerce yok edilmesiyle ülke dışına çıkmak zorunda kalacaktır. Dışarıdaki ilk durağı Tiflis olmuştur. Burada Ahmet Salihov tarafından çıkarılan Volnıy
Reklam
13 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.