Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Mari Gerekmezyan aşkına dair bir hikaye
Sabır Taşı Aldık nasibimizi hüzünden İşte geldik gidiyoruz sevinsin Halbuki ne güzel başlamıştı hikâye Şerbet gibi bir gök üstümüzde (Bedri Rahmi) İstanbul’a kasvet fena çöker. Şenlenmesi de kederlenmesi de bahaneye bakar kentin. Ama bir efkârlandı mı da insanlarını daraltır, yürekleri sıkıştırır. Hava
Canım Sohrap
Seslen bana Senin sesin iyidir. Hüznün o samimi sonunda yeşeren Garip otun sesidir senin sesin. Ben suskun asrın boyutlarında ben, Bir sokağın metindeki tasnif idraki tadından daha yalnızım. Gel ve yalnızlığımın ne kadar büyük olduğunu anlatayım sana. Ve benim yalnızım öngörmezdi eskiden, surların gece baskınını Ve aşkın biricikliği işte
Reklam
"Bu devir, sıradan insanın en parlak zamanı; duygusuzluğun, bilgisizliğin, tembelliğin, yeteneksizliğin, hazıra konmak isteyen bir kuşağın devridir. Kimse bir şeyin üzerinde durup düşünmüyor. Kendisine bir ülkü edinen çok az. Umutlu birisi çıkıp iki ağaç dikse herkes gülüyor: "Yahu bu ağaç büyüyünceye kadar yaşayacak mısın sen...?" Öte yanda iyilik isteyenler, insanlığın bin yıl sonraki geleceğini kendilerine dert ediniyorlar. İnsanları birbirine bağlayan ülkü tümden yitti, kayıplara karıştı. Herkes, yarın sabah çekip gidecekleri bir handaymış gibi yaşıyor. Herkes kendini düşünüyor. Kendisi kapabileceği kadar kapsın, geride kalanlar isterse açlıktan, soğuktan ölsün, vız geliyor..." Dostoyevski - Budala kitabından..
Efendimizin (sav) Duâsı...
Ebû Dâvud'da geçen rivayet şu şekildedir: Said bin Gazvan hac dönüşü Tebük'e gelmişti. Yere oturtulmuş sakat bir adam gördü. Yanına yaklaştı, niçin bu hâle düştüğünü sordu. Sakat adam şöyle dedi: "Sana bir hadis haber vereceğim, fakat ben sağ oldukça benden duyduğunu kimseye söylemeyeceksin. Hadise şöyle: "Resulullah Tebük'e geldiğinde bir hurma ağacının önüne inmişti. 'Şu ağaç bizim kıblemizdir.'  buyurdu. Ve hurma ağacına dönerek namaza durdu. Ben daha o zaman çocuktum. Koşarak geldim. Sütre olarak duran hurma ağacı ile onun arasından geçtim. Bunun üzerine Resulullah: 'O bizim namazımızı kesti, Allah da onun ayağını kessin.' dedi. O günden bugüne kadar ayağa kalkamaz oldum.” ▪️(Ebû Dâvud, Salât: 110)▪️
YOL İlhan Dilek
Yol
Yol
Son zamanlarda okuduğum en nitelikli kitaplardan birisi YOL anlaşılır akıcı bir o kadar da yetkin bir dille kaleme alınmış. ABD'de dünyaya gelen Agâh'ın ailesini kaybettikten sonra hayatta kalan tek yakını olan dedesinin yanına yani İstanbul'a dönüşü sonrası başına gelenleri konu
Sahibini Arayan Mektuplar
youtu.be/6QArpERG1zs İKİNCİ MEKTUP Aramak... Ömür boyunca aramak... Yanlız seni aramak... Paslı teneke kutularda, küf kokan dolaplarda, çerçevelerde, tenhalarda, ağaç diplerinde, sonra vapurlarda, trenlerde hep seni aramak. Belki bu şehirde değilsin. Ne çıkar? Seni arıyorum ya. Belki de aynı sokakta evlerimiz, sabahları beni görüyorsun
Reklam
1.000 öğeden 891 ile 900 arasındakiler gösteriliyor.