“Ey Âdem! Sen, zevcenle birlikte Cennet’te yerleş de, ikiniz de ondan(Cennet’in yiyeceklerinden) dilediğiniz yerden bol bol yeyiniz! Ancak, şu ağaca, yaklaşmayınız! Yoksa, ikinizde, kendilerine yazık etmişlerden olursunuz. Ey Âdem! Hiç şüphesiz, bu(İblis), senin de, zevcenin de, düşmanıdır.
Ya da yaşamın kendisine hep sürüp giden bir kışlamadan başka bir şey vermediği, ağaçtaki o kene gibi. Dış dünyaya olabilecek en küçük yüzeyi göstermek için kurşuni gövdesini küre biçimine sokan, dışarıya bir şey sızdırmamak, kendinden bir damla ter bile yitirmemek için derisini dümdüz, kaskatı yapan küçük, çirkin kene. Kimse görmesin de ezmesin diye özellikle küçülen, gösterişsizleşen kene. Kendi içine toplaşıp ağacına çöreklenmiş kör, sağır, dilsiz, yalnız havayı koklayan, yıllarca, fersah fersah öteden geçen, kendi gücüyle hiçbir zaman erişemeyeceği hayvanların kan kokusunu alan, yalnız bir kene. Kendini bırakıp düşebilirdi de. Ormanın örtüsünde düşüp minicik altı bacağıyla birkaç milimetre şu yana bu yana sürünüp yaprakların altında ölmeye yatabilirdi; yazık olmazdı keneye, Allah için olmazdı. Ama inatçı, dik kafalı, iğrenç kene, yapışır ağaca, yaşar ve bekler. Bekler ki, o en olmayacak rastlantı, kanı bir hayvan biçiminde doğruca ağacın altına sürüsün. İşte ancak o zaman bırakır çekingenliğini, düşer, geçirir tırnaklarını, ısırır, burgu gibi dalar yabancı ete...
Sayfa 28 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
'...hükümdarların kusurlarını, akıl ve adalet yoluyla devletlerin nasıl yönetileceğini açıklıyordu. Ne yazık ki, onu dinleyebilecek yetenekteki kişiler, ileri yaşına karşın anlamak ve tepki göstermek için kafasını hep yoran El Conde, birkaç kitap okumuş bulunan Ursula ve ötekilerden daha uyanık iki genç kızdı. Topluluğun geri kalan bireyleri mankafaydılar. ''
21.YY DA KATLEDİLEN KADINLARIMIZA İTHAFEN
Hav­va’nın el­ma­yı yi­ye­rek in­san ır­kı­nı çö­kü­şe uğ­rat­tı­ğı ‘ilk gü­nah’ kav­ra­mı­nı ya­ra­tan Tan­rı de­ğil,insandı Bir za­man­lar ha­yat ve­ren kut­sal ka­dın ar­tık düş­man ol­muş­tu.” EVET İLK KİM YEDİ DİYE ARAŞTIRDIM BUYRUN ARKADAŞLAR MERAK EDENLER OKUYABİLİR. Kuran-ı Kerim Tevrat (The Heights) Surat 7:19-26 “Ey Adem! Sen
Yalnızlığına kaç, dostum! Seni büyük adamların gürültüsünden sersemlemiş, küçüklerin iğneleriyle de delik deşik olmuş görüyorum. Seninle nasıl susulacağını pek iyi bilir orman ve kaya. O sevdiğin ağaca benze yine sen, o geniş dallıya: sessiz ve dinlercesine sarkar o, denizin üstüne. Yalnızlığın bittiği yerde, pazar yeri başlar; pazar yerinin
Budur.. Farkındalıkla bakabilmek..
"Güneşli bir sonbahar günü, çok güzel bir ağaca baktığını düşün. O tek ağacın estetik algısı aracılığıyla tüm ağaçların parıltılı arketiplerini algılayabilirsin. Estetik algı, bizleri saf ve Irade'de arınmış bilgiyi deneyimlemeye götürür. Ne yazık ki, çok az sayıda insan, böyle bir estetik algılama halinde birkaç saniyeden fazla kalabilme yetisine sahiptir, dolayısıyla da estetik algının getireceği aşkın dinginliğe erişemezler.."
Reklam
96 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.