Said Nursi'nin her suale cevabı varmış(mış).
HER SUALE CEVAP VERMEK, HİÇ KİMSEYE SORU SORMAMAK Sormaz ki bilsin, sorsa bilirdi. Bilmez ki sorsun, bilse sorardı. Atasözü "Herhangi ilme sorulan suale bila-tereddüd derhal cevap verirdi."(1) "Sorulacak suallere cevap vermeye hazır bulunduğu gibi kimseye sual sormayacağını da beyan ederek bu kararda yirmi sene sebat
Sayfa 56 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
_Kadın olsam hayat kadını olurdum. _Bir çiçeğe konan kelebek olmaktansa, bir boka konan sinek olmayı tercih ederim. _Kelebeklerin ve arıların arzuladığı bir çiçek olmak varken, sinekleri cezbeden bir bok parçasıydım. _Beni soğuk, kibirli, ukala falan bulduysanız sizi sevmemişimdir. Sevdiğime kedi gibi olurum ben. _Yeterince dürüstsen, fazlasıyla
Reklam
Av. Bekir Berk Mehmet Cemal Çiftçigüzeli 1960 YILININ karlı bir ocak ayında Gaziantep kitapçılarında, okunacak bir eser arıyordum. Ortamektep son sınıf talebisiydim. Kilis’e götüreceğim eser, kimsede olmamalıydı! O yıllarda bütün arkadaşlarım bir edebiyat arayışı içine girmişti. Bunda öğretmenlerimizin de payı büyüktü. O günün modası olan ve
Bu vakte kadar Avrupa'da bulunmakta olan Prens Sabahaddin İstanbul'a dönmüştü. Kendilerinin ilim ve irfanlarından, hoş sohbetlerinden lezzet alır, bundan dolayı kendileriyle görüşürdüm. Ara sıra kendilerini ziyarete devam ediyordum. Bir gün yine Ortaköy'deki yalısında idim. Arkadaşlardan Kemal Midhat Bey ve diğer üç, beş zât da
Uyanmışım. Mış mıyım? Yoksa uyku uyanıklık arası mıyım? Çünkü, işte hâlâ o camdan gözlü adam, yine o sinsi yüzler. Ben de yine: "Bakın durun, bunun rüya olduğunu artık çok iyi biliyorum," diyorum. Yine de uçurumdan aşağı kayıp gidişimi görmek için bu kadar istekle bekleşenler yüreğimi acıyla dolduruyor. Duyduğum korku değil, canımı asıl acıtan, insanların o beklentisi işte... Bu beklentiye karşı direnmekten bitkinliğimi uykuda da ağır biçimde yaşıyorum. Kendimi aşırı güç harcayarak uyandırdım yine. (Kalkıp su içtim, biraz kitap okudum, Lire Dergisi'ni karıştırdım, içimden: "Aa, demek Leo Malot dedektif hikâyelerini yazarken masasının üstünde kesik bir el, yanıbaşında da doldurulmuş bir hayvan gibi, doldurulmuş bir insan cesedi bulunduruyormuş? Çalışma odasına bak!" dedim. Çok bitkindim, yeniden yattım.)
Hem kızıyorum hem tasdikliyorum, ben de kitap karakterleri gibi ikircikli oldum
Scarlett derin derin iç çekti. Kendi onlar gibi değildi. Onlar kaybettiklerini ağırbaşlı bir ifadeyle karşılıyorlardı. Scarlett bu ağırbaşlılığa sahip değildi ve olmak da istemiyordu. Ağır işler yapmaları, yamalı elbiseler giymelerine rağmen hepsi birer hanımefendiydi. Oysa Scarlett sırtındaki yepyeni kadife elbiseye, mis gibi kokan saçlara, arkasında uzanan asil bir sülaleye ve bir zaman sahip olduğu büyük bir servete rağmen bir hanımefendi olmadığını biliyordu.
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.