Bir ayrılık gününde
Ne gariptir şu ayrılık günleri Bir dosttan da, düşmandan da ayrılsan Nedense bir tuhaf oluyor insan Derin bir sızı giriyor içeri Son bir defa bakarken caddelere Dükkanlara, evlere, kahvelere Hatıra yüklü kervanlar geçiyor Dolu dolu gözlerinin önünden Bu son yadigar mı bir ayrılık gününden Ne unutulmaz zamanlar geçiyor Ağır ağır biz farkında değilken Gökler masmavi, yaprak yemyeşilken Sen istediğin kadar unutulmaz de Bu son dakika, bu vakitsiz yağmur Unutulur, azizim unutulur Başka ne yapılır böyle bir günde Kapanan bavul, çivilenen sandık Ve sonra kuru bir "Allaha ısmarladık!"
Ümit Yaşar Oğuzcan
Ümit Yaşar Oğuzcan
Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden, Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak, Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak... Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta, Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta... Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller; Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller, Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer? Bu bir lisân-ı hafîdir ki ruha dolmakta, Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta... Ahmet HAŞİM✅
Reklam
Yeşil pencerenden bir gül at bana Işıklarla dolsun kalbimin içi. Geldim işte mevsim gibi kapına, Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ. Açılan bir gülsün sen yaprak yaprak, Ben aşkımla bahar getirdim sana; Tozlu yollardan geçtiğim uzak İklimden şarkılar getirdim sana. Şeffaf damlalarla titreyen ağır Goncanın altında bükülmüş her sak Senin için dallardan süzülen ıtır, Senin için yasemin, karanfil, zambak… Bir kuş sesi gelir dudaklarından; Gözlerin gönlümde açar nergisler. Düşen öpüşlerdir yanaklarından Mor akasyalarda ürperen seher. Pencerenden bir gül attığın zaman Işıklarla dolacak kalbimin içi. Geçiyorum mevsim gibi kapından Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ.
Merdiven
Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden, Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak, Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak… Sular sarardı… yüzün perde perde solmakta, Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta… Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller; Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller, Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer? Bu bir lisân-ı hafîdir ki ruha dolmakta, Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta…
“Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden, Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak, Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak...” Ahmet Haşim (1885-1933)
" Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden, Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak, Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak...
Ahmet Haşim
Ahmet Haşim
"
Sayfa 147Kitabı okudu
Reklam
Yalnızlık Hızla alçalan bulutlar Karanlık bir ağırlık Hava ağır toprak ağır yaprak ağır Su tozları yağıyor üstümüze Özgürlüğümüz yoksa yalnızlığımız mıdır Eflâtuna çalar puslu lâcivert Bu sis kuşattı ormanı Karanlık çöktü denize..
Eğer bir gün omuzlarınıza ağır bir hezimetin hüznü çökerse, dilinizde Mevlana'nın şu dizesi olsun: "Sanmasınlar yıkıldık, sanmasınlar çöktüm. Bir başka bahar için sadece yaprak döktük."
Sayfa 247
Ağır bir hastalık nasıl bir vücuttaki gizli illetleri açığa vurdurursa, bu buhran da onların çürük ve sakat taraflarını öyle meydana çıkarmıştı.
Ayrılık Sevdaya Dahil
- 1. Açılmış sarmaşık gülleri Kokularıyla baygın En görkemli saatinde yıldız alacasının Gizli bir yılan gibi yuvalanmış İçimde keder Uzak bir telefonda ağlayan
Reklam
MERDİVEN Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden, Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak, Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak... Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta, Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta... Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller; Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller, Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer? Bu bir lisân-ı hafîdir ki ruha dolmakta, Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...
Ahmet Haşim – Merdiven Şiiri
Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenden, Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak… Sular sarardı… Yüzün perde perde solmakta, Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta… Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller, Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller, Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer? Bu bir lisan-ı hafidir ki ruha dolmakta, Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta… Ahmet Haşim (1887, Bağdat – 4 Haziran 1933, Kadıköy)
Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak Sular sarardı yüzün perde perde solmakta Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta
Ahmet Haşim
Ahmet Haşim
yüzümde taşıdığım kuyu soğuk iklim, ağır yaprak tenimde durup dönüp dokunduğum yük.
Birhan Keskin
Birhan Keskin
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.