Ölümü Düşünmek
FARZET Kİ ÖLDÜN
İstersen gel bir beş dakika ölümü düşünelim…
AZRAİL hiç hazırlıksız geldi dikildi başına.
Ama senin ölümünü nasıl mı? Şöyle:
Düşün ki hiç hesapta olmayan, hep ertelediğin, ölüm; sana genç yaşta geldi…
Kılmadığın namazlar, her şey bir anda gözlerinin önünden geçti.
Dünyada AKLINDAN GEÇİRDİĞİN HAYALLER BİR ANDA SİLİNDİ
Ağlamayanlar gülemez. Gülmeleri içten olmaz. Gülmeleri gülmek olmaz. Esasen insanların hayırlısı, “içi ağlayıp yüzü gülen" yahut "gece ağlayıp gündüz gülen" olarak tarif edilmiştir. "Gözyaşı medeniyeti" diye tanımlanmıştır medeniyetimiz. Neden öyle? Biz hep ağlamışızdır da ondan. Hira Dağı'ndan beri Efendimiz aleyhissalatü vesselam çok ağlar, az gülerdi. Daima tebessüm ederdi, güler yüzlüydü ama hüzün gözlerinden okunurdu. Çünkü gurbet diyarındayız, ana vatanımız değil dünyâ. Burada, Hz. Peygamber'in "Kün fid dünya keenneke garîbün ev âbiru sebîlin ve udde nefseke min eshâbi'l-kubúr" hadis-i şerifinde buyurduğu üzere, bir yolcu veya garip gibi yaşamamız lazımdır. Yaşamımız bir yolcu luktur. Gönlümüzde ayrılık acısı ve hasret vardır.
Sayfa 79Kitabı okudu
Ey sitemkar sevdalıların şehri!
Yağmur gözlü bir kız kadar mahzun,
Ürkek yalnızlığım gibi suskunsun.
Ozanlardan gayrı kimse anlamaz,
Ağlamayanlar hissetmez derdini.
Şikayetçisin aylak naralardan!
Umarsız çırpınışlardan yorgunsun...
Sayfa 41Kitabı okudu
Çünkü ağlamak 1 saat sonrasında çekeceğin baş ağrısını ortadan kaldırır,seni rahatlatır, ferahlık verir sana zihnini açar vücudunu gevşetir hatta güçsüz gözükmemek için ağlamayanlar bunu da yanlış bilir ağlamak bir güç göstergesidir.
Ona göre hayatı boyunca bir defa bile ağlamayanlar bu dönek dünyanın en korkunç en tehlikeli adamlarıdır. Bahse girerim, bu dönek sosyeteler eğer hayatları boyunca bir defa ağlamışlarsa o da anne karnından dışarı çıktıkları zamandır.
Sayfa 27Kitabı okudu
Biz hüzün peygamberinin ümmetiyiz, diyor dede, anlayabilenler ağlar ağlamayanlar ağlar gibi yapar.
Sayfa 25 - İz YayınlarıKitabı okudu
