Eşi,kızları ve kızkardeşleri hasta yatağının başında ağlıyordu adamın. Ellerinden bir şey gelmiyordu. Yaşlı annesi de bütün gücüyle dua ederek evinde ağlıyordu. Hastahaneye gidecek dermanı yoktu kadıncağızın. "Ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar" sözü yalanlanıyordu. En içten kadınlar ağlıyordu orası öyleydi,hesapsızca. Gülmek ve ağlamak bir ana-babadan doğmuş ikiz kardeşlerdi. Oğulları, erkek kardeşleri, damatları da ağlamak istiyordu ama zordu. Toplum böyle öğretmişti, erkekler ağlamazdı, onlar gözyaşlarını nereye saklayacaklarını bilemeden bir köşeye çekilmişti sessizce. Hayat mı daha acımasızdı yoksa ölüm mü ? Ağlamak zayıflık değil güçlülüktü. Elbette kadınlar daha güçlüydü..