Harfler çoğul, kelimeler tekil, cümleler oluk oluk. Bir suskunluk , bir ıssızlık; çıldırasıya bir savaş... Ben, kendime yoldaş, bir yıldızlar bir de kendimdir sırdaş. Kim bilir, kaç tekrar dinleyip, kaç kez direneceğim? Bir elime ah'ı, bir elime affı verip; tartın diyeceğim. Ben , kendimi suale çekeceğim. Nereye varırım bilmem, lakin teraziyi en ortaya dikeceğim. Ben ve diğer ben, doyunca ve yorulunca pes edeceğim... An'lar ve yarınlar boyu , bunları hep tekrar edeceğim. Ve sonra, yazacağım al-açık ; "daha yeni başladık, dinleyin!" diyeceğim...
Ah! Kaç bin kere kuyrukluyıldız gibi bir yıldırım olup da bu çocuk oyuncağını, bu alçak toprağı, bu zulüm dünyasını, bu insana mezar olmaktan başka bir şeye yaramayan uğursuzluk âlemini bir vuruşta yüz bin parça etmek hayalleriyle çıldırma noktasına geldim. Kaç bin kere...
Sayfa 31 - İş Bankası Yayınları
Reklam
Ah siz erkekler, ne kadar zalimsiniz! Bir kızcağızın bir gözü birazcık şaşı olsa yahut bir ayağı hafif topallasa biçare evlenmeksizin ihtiyarlar gider.Kimse almaya tenezzül etmez.Ama sizin en fenanız, en uğursuzunuz, en sakatınız bakarsın kızların en güzelini, en uslusunu alır da biçareyi esir eder!
“ İnsan unutandır ve insan unutulmaya mahkûm olandır.. ”
Gerçeği büyütmek ya da küçültmekle bilgisizleri güldürebilirsiniz ama bu bilenleri üzer; oysa bir tek bilgili dost, bilgisiz bütün bir kalabalıktan daha önemli olmalı sizin için. Ah, ben öyle oyuncular gördüm ki sahnede, öyle beğenilen, alkışlanan oyuncular gördüm ki, günaha girmeyeyim ama, değil Hristiyan, değil Müslüman, insan bile değillerdi. Öylesine şişirme, uydurma hallere giriyorlardı ki, dedim bunları tabiatın kaba işçileri yaratmış olmalı, insan yapıyorum derken insanlığın berbat bir kopyasını yapmışlar.
“Bu neyin umutlanması böyle! Ah, ne alçak, ne aşağılık bir yaratık şu insanoğlu!”
Reklam
Sonraları
benim de ölümüm gelip çatacak bir gün ışık dalgalarıyla parıldayan bir baharda uzak ve dumanlı bir kışta ya da feryat figandan arınmış bir hazanda benim de ölümüm gelip çatacak bir gün bu acı, tatlı günlerin birinde diğer günler gibi bomboş bir günde bugünün ve geçip giden günlerin gölgesinde gözlerim karanlık hollere dönecek soğuk mermerlere
Açlıktan kıvranan insanlara ot yiyin diyen Foulon! Bir kuru ekmek veremediğim yaşlı babama ot ye diyen Foulon! Anasının kuruyan memesinden süt ememeyen bebeğe ot em diyen Foulon! Ah bu Foulon! Tanrım ne acılar çektik! Duy beni ölen bebeğim ve eriyip giden babacığım! Şu taşın toprağın üzerine yemin ederim ki intikamınızı alacağım Foulon'dan!
Ah, bu dünyada herkes kendini, sadece kendini, hatta başkalarının zararına olarak kendini mi düşünürdü?
Uzaklara gittim Uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin Uzaklar seni ister, bak uzaklar da aşktan anlar bayım!
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.