Ah, ben ne yapayım yarabbim, ben ne yapayım şu Sefil İbrahimin oğlunun elinden... Hay koca Allahım, her şey verdin de şu öksüz Memede, hay ala gözlerini sevdiğim güzel Allahım, neden azıcık akıl vermedin?
Sayfa 405Kitabı okudu
Anne
Ah oğlumun bir sağlık haberini alsam... Dünyada hiç başka bir şey istemem.
Reklam
Ah,oğlumun bir sağlık haberini alsam.Dünyada hiç başka birşey istemem.
Paşaya da çok kızıyordu . “Aaah ah! Paşa,” diyordu.Bu ne biçim anlayıştır.İnsan bu kadar kendisini vatana millete verir mi? İnsan bu kadar idealist olur mu?
Sayfa 185 - YKYKitabı okudu
Pencere önünde duran ve dört gün evvel ev sahibesinin hediye ettiği küçük saksıdaki sümbüle doğru eğildi. Onu kokladı... İrkildi... Çekildi. Düşündü... Ağlayarak tekrar saksının üstüne kapandı... kaldı. Sağ avucuyla çiçeği yüzüne, gözüne çekti, sürdü. Yine kokladı, kokladı. Dimağında bir baygınlık, gönlünde bir aşk, bir secde istiğrakı vardı... Kendisini kaybetti. Bu sırada kapı vurulmuştu. Dudakları çiçeğin kıvrımları arasında olduğu halde mecalsiz "gel!" dedi. Karşısında Mehmed Siyavuş'u buldu. Hemen saksıyı kavradı. -Şunu kokla, kokla Mehmed! Dedi. Mehmed Siyavuş arkadaşının perişanlığından, heyecanından ürkmüştü. Yavaşça içini çekti. -Hayır, iyi kokla! Derin kokla! Gözlerini kapayarak kokla! Koklarken gözlerinin önüne ne geliyor? Neresi geliyor? Söyle, Allah aşkına bütün ruhunla, bütün nefesinle kokla!... Arkadaşının yüzüne doğru çiçeği tutuyor, itiyordu. Mehmed Siyavuş: -İstanbul kokusu! -Değil mi? Değil mi? Fakat neden böyle? -Hani Mart için, Nisan, Mayısta Köprübaşı'nda, ufak köşelerinde geniş işportalar, kola takılan ince uzun sepetler içinde laleler, zerrinler, şebboylar, menekşeler "bahariye kokuları!" diye bağıran kara yağız, bıçkın kıyafetli satıcıların önünde demet demet saçılan bu rahiyalar... Beşiktaş'ın, Eyüb'ün fulya tarlaları kokuları... Ruhani bir medeniyet, kudsi bir nezaket kokuları. Ah! Vatan! "Misk gibi kokusu canlarda tüter." Güneşi böyle, göğü böyle kokar değil mi? Viranesi böyle, ma'muresi böyle kokar. Sarayı böyle, kulübesi böyle kokar değil mi? Fakat bu mübarek bahçe elimizden gidiyor, İstanbul'u kaybediyoruz.
Ah Memedim...
Kimi seni Kırklara karışmış sandı. Kimi Mustafa Kemalin yanına gitmiş de, başkumandan olmuş Kemale, dedi. Kimi koca bir kuş donuna girip her gece anasının mezarına gelip sabaha kadar Dönemin mezarının üstünde döner, kuş dilince dualar okurmuşsun, dedi. Hatçenin de mezarında... Anana, güzelce Döneye, güzel Hatçeye nasıl dayandm Memedim?
Sayfa 149 - Yapı Kredi Yayınları
236 öğeden 251 ile 236 arasındakiler gösteriliyor.