Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ahmet Hikmet Müftüoğlu

Ahmet Hikmet MüftüoğluÇağlayanlar yazarı
Yazar
7.5/10
641 Kişi
3.547
Okunma
130
Beğeni
11,4bin
Görüntülenme

Hakkında

Ahmet Hikmet Müftüoğlu Yazar ve diplomat. 1870 yılında İstanbul'da doğdu. Babası Müftüoğlu Sezai Beydir. Dedesi Yunanlılar tarafından şehid edilen Mora Müftüsü Abdülhalim Efendidir. Dedesinin müftü olması sebebiyle "Müftüoğlu" adını almıştır. Ahmed Hikmet, sık sık hastalanması sebebiyle okula muntazaman devam edememesine rağmen, Dökmecilerdeki Taş Mektebi ile Mahmudiye Vakıf ve Soğukçeşme Askeri Rüşdiyesini bitirerek Galatasaray Mekteb-i Sultanisine girdi. Dördüncü sınıftayken ilk eserinin basılışı edebiyata ilgisini artırdı. 1888'de Galatasaray'ı bitirdi ve Hariciye Nezareti Umur-ı Şehbenderi Kalemine memur tayin edildi ve vazifesi dışında Fransızcadan roman tercümeleri yaptı. Marsilya, Pire ve 1890 yılında da Kafkasya'ya gönderildi. Sefaretlerde çalışan yazar, 1896'da İstanbul'a dönerek Umur-ı Şehbenderi Kalemi Ser-halifeliğine getirildi. Meşrutiyete kadar Hariciye Nezareti merkezinde çalıştı. Bir yıla yakın Nafia Nezaretinde, Ticaret Müdiriyet-i Umumiyesinde vazife aldı. Tekrar Hariciye Nezaretine dönerek 1912'de Peşte Başşehbenderi oldu. Bu tarihe kadar geçen zaman içinde Ahmed Hikmet, 1908 yılında Türk Derneğinin ve 1911 yılında da Türk Yurdu'nun kurucu üyesi olarak hizmet verdi. 1918'de İstanbul'a dönen yazar, 1924 yılında Halife Abdülmecid Efendinin Ser-karinliğine, iki yıl sonra da Hariciye Vekaleti Müsteşarlığına getirildi. Anadolu-Bağdat Demiryolları İdare Meclisi Azalığı ve Elektrik Şirketi İdare Meclisi Azalığı görevlerini de üstlendi. Ahmed Hikmet 19 Mayıs 1927 günü karaciğer kanserinden öldü. Ahmed Hikmet'in edebiyat merakı daha lise yıllarında başlamıştı. Bu alandaki merakının, aileden gelen bir haslet olduğunu ifade eder. İlk olarak Asır Kütüphanesi neşriyatı arasında çıkan Leyla Yahut Bir Mecnunun İntikamı yayınlandı. Daha sonra Fransızcadan Tuvalet ve Letafet ve Bir Riyazinin Muaşakası adlarında iki eser tercüme ettiyse de, doğu ile batı kültürünün çok farklı olduğunu görerek bir daha eser tercüme etmedi. Servet-i Fünun devrinde, İkdam ve Servet-i Fünun dergilerinde yazdığı hikaye ve nesirlerini 1901 yılında Haristan ve Gülistan adlı eserlerde topladı. Bu iki eserinde Ahmed Hikmet Müftüoğlu, daha iyi tesir yapmak, gönülleri heyecanlandırmak için mübalağalı bir üslub kullandığını, ağır ve anlaşılması güç Servet-i Fünun dilini işlediğini ve hayal mahsulü konular anlattığını bizzat kendisi söyler. Kendisinin de ifade ettiği sebeplerden dolayı bu iki eseri fazla itibar kazanamamıştır. İkinci Meşrutiyetten sonra, zamanın modasına uyarak o da Turancılık edebiyatı akımına uymuştur. Bu akıma bağlı olarak yazdığı yazıların büyük kısmını Çağlayanlar (1922) adlı eserinde toplamıştır. Bu eserinde yazar arı Türkçeciliğe yönelmiş, fakat bu defa da kelime uydurma ve Servet-i Fünundan kalma hayalcilikten kendini kurtaramamıştır. Gönül Hanım adlı romanı Tasvir-i Efkar Gazetesinde tefrika edilmiş ve 1970'de kitap olarak bastırılmıştır. Ahmed Hikmet, yazılarında daha ziyade kelime bulmaya ve üsluba dikkat ettiği için, konulara dikkat etmemiş ve bu yüzden zamanındakilerin ayarında bir edebiyatçı olamamıştır. Eserleri: Patates (ilmî, 1890) Leyla yahud Bir Mecnunun İntikamı (hikaye, 1891) Tuvalet yahud Letafet-i Aza (tercüme ve ilaveler, 1892) Bir Riyazinin Muaşakası yahud Kamil (tercüme, roman, 1892), Haristan ve Gülistan (hikaye, 1901), Gönül Hanım (roman tefrikası, 1920), Çağlayanlar (hikaye, 1922). Bir Tesadüf Kadın Ruhu Beliren Simalar Salon Köşeleri Bir safha-i kalb Silinmiş Çehreler
Unvan:
Türk Yazar ve Diplomat
Doğum:
İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu, 3 Haziran 1870
Ölüm:
İstanbul, Türkiye, 19 Mayıs 1927

Okurlar

130 okur beğendi.
3.547 okur okudu.
77 okur okuyor.
610 okur okuyacak.
56 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Miletimizin rumuzu ve başarımızın sırrı şu iki üç kelimede saklıdır: "Eziyet çekmek ve fedakar olmak!
İnsana karanlık endişe, loşluk ise düşünce verir. Aydınlık ise dimağı uyandırır ve vücudu çevikleştirir. Dünya alakalarından, benlik kaygılarından sıyrılıp, silkinip ahirete ve maneviyata sarılmak ve ruhuyla karşı karşıya gelmek için insanlığın sessizliğe ve mahremiyete ihtiyacı var.
Reklam
Sevgilinin saçları yerine, güzel bir atın boynundaki Gönül bağlayan kotas bizim de gönlümüzü bağladı
Kadınlar, düşüncelerini, duygularını gizlemekte ustadırlar. O saklanmak istenen duyguları, sizin daha önce keşfetmeniz gerekirdi.
Ahmet Hikmet Müftüoğlu
Ahmet Hikmet Müftüoğlu
“Neşe, gözlerin çiçeğidir.” ☺️🌺
Ahmet Hikmet Müftüoğlu
Ahmet Hikmet Müftüoğlu
Reklam
Neşe, gözlerin çiçeğidir.
Çağlayanlar
Çağlayanlar

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
141 syf.
9/10 puan verdi
Twitter'da bir zamanlar şöyle tweetler vardı: Bir manzara resmi paylaşılır ve burası Finlandiya olsaydı beğenirdiniz ama burası Aydın... Gibi bazen sitemli bazen de espirili paylaşımlar olurdu. Ben de, Çağlayanlar yazarı bir Hans ya da bir İvan olsaydı beğenirdiniz ama o Ahmet Hikmet:) İşin şakası bir yana böyle bir yazarı geç tanıdığım için kendime kızamıyorum. Kızmam gereken o kadar fazla kişi var ki bana sıra gelmez. Edebi dili, toplumsal olayları, tatihi ve milli değerleri Namık Kemal gibi vatan şairi kalitesinde muhteşem bir kalem. Daha önce Reşat Nuri Güntekin, Refik Halit Karay, Peyami Safa için söylediklerimi tekrar etmemek adına kısa kesiyorum. Sadece şunu ifade edeyim. Zekanızın ve kültürünüzün "daha fazla" gelişmesi için kendi dilinizde yazılan eserlere hakim olmalısınız... Okunup okutulması ve tanınması dileğiyle:)
Çağlayanlar
ÇağlayanlarAhmet Hikmet Müftüoğlu · Ötüken Neşriyat · 20171,900 okunma
156 syf.
·
Puan vermedi
·
15 saatte okudu
Çağlayanlar
Çağlayanlar belli bir dönemin bakış açısıyla asırlar öncesini hatırlatıp asırlar sonrasına mesajlar gönderen bir kitap. Asıl önemli ve kıymetli yönü ise “yazan” ile “yazılan” arasındaki güçlü bağlantı. Dönemi itibariyle bahsi geçen olaylara tanık olan, belki de bizzat yaşayan bir kişinin elinden çıkmış tecrübeyle harmanlanan arı fikirler taşıyan kıymetli bir eser... Bu yüzden hiçbir dayanağı olmayan kuru gürültü ve boş laflardan oluşan zaman kaybı sayılabilecek kitaplarla kesinlikle karıştırılmamalı. Anlatılan dönemlerin Osmanlı ve genel itibariyle de Türk tarihinin kırılma zamanlarına tesadüf ediyor olması yazılanların yalnızca zihinlerde şekillenen fikirlerden ibaret olmadığını, birtakım anılardan ibaret olma ihtimalinin son derece güçlü olduğunu, kısacası gerçekliğini artırıyor. Bu durum ise eseri daha etkileyici ve ilgi çekici kılıyor. Türklerin geçmişten bugüne tarih içerisindeki yerini yazıldığı dönemin şartlarıyla da harmanlayıp anlatan bir eser. Son derece bilgilendirici, son derece gerçekçi ve bu haliyle son derece düşündürücü. Mutlaka okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyor herkese iyi okumalar diliyorum.
Çağlayanlar
ÇağlayanlarAhmet Hikmet Müftüoğlu · Alkım Yayınları · 20061,900 okunma
119 syf.
10/10 puan verdi
·
27 saatte okudu
Merhaba! Çok önceden rastgele girdiğim bi sahaftan rastgele aldığım bir eser ile karşınızdayım. Gönül Hanım, Ahmet Hikmet Müftüoğlu'na ait ilk okuduğum ve gerçekten çok beğendiğim bir eser oldu. Üsteğmen Mehmet Tolun, Macar Kont Zichy, Bahadır Kaplanov ve Gönül Kaplanova olmak üzere Türklerin ana yurdu Orhun Vadisi'ne gitmelerini anlatıyor. Uzun bir yolculuk sırasında bir çok maceralar yaşıyorlar. Sonunda hedeflerindeki Orhun Vadisi'ne gidiyorlar. Ayriyeten Ahmet Hikmet Müftüoğlu bu romanında çok fazla tarihsel bilgiyi sıkmadan okura çok güzel bir şekilde anlatmış. Okuduğunuzda seveceğinizi düşündüğüm bu eserden bir alıntı bırakacağım. "Ya Rab! Türk'e, o senin birliğin, ululuğun uğruna kanını asırlardan beri döke döke eriyen bu sadık, fedakâr, talihsiz millete, nineleri gözyaşlarıyla, evlatları kendi kanlarıyla abdest alarak meydandaki mescitlerinde, yüce huzurunda secdeye varan senin öz kullarına neden cihanı düşman ettin? Neden onları âlem nazarında hor ve hakir kıldın? Dünkü saadet ve ezici kuvvetlerinin akabinde bugünkü sefalet ve zilletlerine sebep nedir? Sana doğru yükselmek için çalıştıkça niye onları hakaret uçurumlarına ittin ve itiyorsun? Mademki düşürecek, ezecektin, niye onları büyüttün, yücelttin, yükseklerden yuvarlayıp paramparça etmek istedin? Bu cilveye sebep ne ilahî? Sevgiyle Kalın !
Gönül Hanım
Gönül HanımAhmet Hikmet Müftüoğlu · Kapra Yayıncılık · 20211,580 okunma