Uykulu bir başın yumuşak bir yastıkta sızışı, ne keyf! Aah bir şilte, bir yastık, bir yorgan, işte saadet müsellesinin üç dil'i! Nihad'ın başına hitabeler doluyor. Bağırmalı. "Ey... -demeli- ey... ey... yataklarında... eyyy İstanbullular!.. siz ki..." Ah... şuura geçince manâsını kaybeden, söylenecek neler var. "Ey İstanbullular!.. siz bu rahatınızı, benim bu gece, sokak ortasında kalışıma medyunsunuz." Daha birçok şey. Cephede küme küme insanların geride küme küme insanlara tatlı uyku verebilmek için kan akıtmaları. Sebep? Geçelim.
Sayfa 13 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Mona Roza, siyah güller, ak güller Geyvenin gülleri ve beyaz yatak Kanadi kirik kus merhamet ister Ah, senin yüzünden kana batacak Mona Roza siyah güller, ak güller Ulur aya karsi kirli çakallar Ürkek ürkek bakar tavsanlar daga
Reklam
Küçük bir ada olsaydım derdim ıssız, kederli, çorak karışıp gitseydim sana dünyadan ve dertlerinden uzak Ah deniz, ah mavi sonsuzluk büyük,dürüst ve temiz ahh! Denize benzeyen insanlar nerdesiniz, nerdesiniz...
"Kimsenin kalbini kırma. İncinmiş olanın âhı, nereye kaçsa bulur sahibini..."
Ahh ah
Sen unuttun fakat unutulmadın. Bense unutulduğumu biliyor, fakat unutamıyorum.
Ah o sözler ahhh
''İki sözde tüm yüreğini alıverdi...''
Sayfa 46 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.