Sınıfın en güzel kızı o yalnız geziyor kimse ona yaklaşamıyor
Yine koltuğunda koca koca kitaplar kütüphaneden geliyor
Baktım bir cilt şair Mehmet Akif
İki büyük kitap Fatih Sultan Mehmet
Üç kalın cilt Mevlana birde Mimar Sinan
Döndü bana dediki eğer beni seviyorsan
Eğer kalbime girmek istiyorsan
Önce bunları anla beni iyi dinle
Beş şair bir
-Seni seviyorum.
+ Beni sevdiğine dair kanıt göster?
- Kanıt inancı öldürür. Eğer kanıt gösterirsem seni sevdiğimi bilirsin. Ben "seni sevdiğimi bilmeni" değil, "seni sevdiğime inanmanı" istiyorum..
+ Neden?
- Çünkü bilmek beyinle, inanmak kalple yapılan iştir.
Sweet November
Ben mi yarattim seni
Yoksa sen hep var mıydın
Ağustos geceleri
Yağan pembe kar mıydın
Ben mi sana gül dedim
Yoksa gerçek gülmüydün
Badem pencereleri
şenleten bülbül müydün
Ben mi ışıttım seni
Yoksa gerçek ay mıydın
Ah sen yüreğcigimde
Çırpınan sevda mıydın
Kinim, hep o uğursuz tabiat kanunları yüzünden adeta kimyasal bir bozulmaya uğruyor. Bir de bakarsın, esas madde uçmuş, sebepler buharlaşmış, suçluyu bulmak imkânsız olmuştur; hakaret hakaretlikten çıkıp, kaderin bir cilvesi, kimsenin suçu olmayan diş ağrısı gibi bir şey haline gelmiştir ve elbette duvar yumruklamaktan başka çare kalmamıştır. Esas sebebi bulamayınca vazgeçer, bıkarsınız. Bir kere kendini duygularına kaptır, bir anlığına şuurunu susturup, düşünmeden, esas aramadan hakaret et, nefret et, birini sev, daha doğrusu boş durmamak için bir şeyler yap bakalım. En geç öbür gün bu bilinçli kandırmaca yüzünden kendi kendini küçümsemeye başlarsın. Sonuç: Sabun köpüğü ve atalet. Ah baylar, belki de ben ömrüm boyunca başlamayı da, bitirmeyi de beceremediğim için kendimi akıllı bir adam sayıyorum. Ben de herkes gibi gevezenin, zararsız ama can sıkıcı boşboğazın biri olayım, ne çıkar. Ne çare ki gevezelik, daha doğrusu elekle su taşımak her zeki adamın kaderine yazılıdır.
Ben seni;
Örselenmiş bir yürekle sevdim.
İncinmiş duygular, güvensiz bir kalple sevdim.
Ben seni;
Kendime dönmüşken,
Yalnızlığı yüceltirken,
Acıyı kutsarken sevdim.
Ben seni;
Aşka tövbeliyken,
“Vebali boynuma” dedim,
Yeminimi bozdum da sevdim.
Ben seni;
“Korkuların canı cehenneme” deyip,
Yeniden kırılmayı göze aldım da sevdim.
Ben seni;
Oluru yokken, imkansızken,
O bildik inadımla,
Sonsuz aşka inandım da sevdim.
Ah sevgili, bilmiyorsun.
Şu yalan dünyaya,
Şu yalan aşklara inat,
Ben seni;
Çok sahi sevdim…
Birhan Eroğlu