Herkesin bir yolu var mıdır bilmem. Hayatta asıl bilmem ge­rekenleri bilmem. Bu da aslında onlardan biridir. Bilsem, yi­ne bir şey bilmiş olmayacağım, bunu biliyorum. Başkasına ait, onun sırrı ile bildiği bir şey anlatılsa bile anlaşılmıyor. Çalınmasından bile korkmamak lazım. Anlatmak için çırpı­nılsa, bir gerçek bir başka kimse ile birleşemiyor. Mümkün değil birleşmiyor. Gerçek, parmak izi gibi kendine ait, de­ğişmez, neye yarar peki? Suç işlediğinde yakalanmaya, baş­ka değil. Parmak izi ile kim felah bulmuş, kim parmak izi­ni gösterip rahatlamış, kim başkasında olmayan yani başka­sının göremediği yani ona yok sayılan bir gerçekle övünmüş de neyle övündüğü anlaşılmış? Kim övünmüş de övünür­ken asıl söylemek istediklerini söyleyebilmiş? Ah pek yazık, gerçekten pek yazık. Gerçek varsa, bu yazıktan vazgeçerim. Yoksa yazık demek hiçbir şeye yetmez. Bu yazık dünyanın, orta yerin, bu pek kâbuslu rüyanın söylenişi. Yaşıyor mu­yuz? Evet, pek yazık, şimdilik pek yazık.
Yeni Diyalektik
_Tanrı, ilk ateisttir. Ateistler _Tanrı, ilk masondur. Masonlar _Orospu çocuğu. Marques de Sade _Herkesin tanrısı kendine benzer. Yamyamların tanrısı bir yamyam; savaşçıların tanrısı bir savaşçı; hırsızların tanrısı hırsız; aşıklarınki de aşk tanrısı olacaktır. Ralph Emerson _Trakyalılara göre tanrı, sarışın ve mavi gözlüdür. Öküzlerin elleri
Reklam
Ne yapmalı öyleyse? Ne kalıyor yapılacak? Suçluyum demek, diyebilmek, evet, büyük şey bu, Ama günah çıkarmak neye yarar, Pişman olmaz, yaptığından dönmezse insan? Ah, iğrenç kaderim, ölümden karanlık kaderim benim! Çamura batmış zavallı ruhum benim, Çırpındıkça batan, battıkça çırpınan ruhum! Melekler, kurtarın, kurtarmaya çalışın beni! Bükülün, bükülmek bilmeyen dizlerim! Siz de, ey çelik telleri katı yüreğimin, Yumuşamayın yeni doğmuş çocuğun sinirleri gibi. Kim bilir, bir şeyler değişir belki.
"ah, akıllı demek...neye yarar bu? insan mı o kişiler?"
( Zarif bir Hristiyanlık eleştirisi. )
_Oorroossppuu çocuğu, kahbenin evladı, ciğeri 5 para etmez, domuz ahırında doğan cüzzamlı yahudi piç’i Tanrınız yapmadınız mı? İğrenç şarlatan. Tanrı’yla bir kaltağın düzüşmesinden doğan bu soytarının kanını ve etini, şarap ve ekmek diyerek, meyhane yemeği gibi yiyip bağırsaklarınızdan geçirip, sıçıp tanrıyı boka dönüştürmediniz mi? _Bir boka
ESKİ BİR İBRANİ HİKÂYESİ
Eski zamanlarda uzak bir ülkede geçimini dağdan yont­tuğu mermerleri işleyerek sağlayan bir mermer yontucu­su yaşarmış. Yontucu, kızgın güneşin altında mermer yontmaktan bıkkın bir halde söylenir dururmuş: “Bıktım bu hayattan... Devamlı mermer yontmaktan, ölesiye çalışmaktan bıktım... Dağ büyük, bense küçüğüm. Ah tanrım! Ne kadar da güçsüzüm...
Reklam
86 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.