Ne varsa buğusu genzi yakan, Ekmek gibi, aşk gibi; Ah, ne varsa güzellikten yana, Bölüştüm, büyümüştüm. Içime sığmıyordu insanlar..
Kar yağarken mor dağların ucundan, Sol yerine sessiz bir iniltiyle, Yastığın yüzüne yaşlar dökerek, Ve akşamdan gizlice bir ah çekerek, Beni düşün... Beni düşün, unutma...
Reklam
Ah bebeğim, ah.. Kekremsi bir tadı vardır gözyaşının, Dudaklarına sızınca farkedersin. İçindeki vurgun aşklar mezarlığında, Ayrılık, ölümden üste yazılınca, Gideni durdurmaya yetişmez sesin... Bir inme gibi dolaşır bedeninde pişmanlıklar, Neylersin...
Ah güzelim, İncinmiş bir sesi vardır yağmurun; Yanaklarına vurduğunda hissedersin. Ve bir veda sözcüğü, saçlarına, Titreyen bir öpücükle dokunduğunda; Bu anı dondurmaya yetmez nefesin. Bir film sahnesi gibi Akar gider ayrılık, Neylersin...
Sonraları çok konuştuk, gezdik Bazen ağlaşıp bazen gülüştük Çılgın gibiydik, her fırsatta buluştuk, Uluorta öpüştük, herkesin diline düştük.. Ailesi baş edemedi, Mersin deki halasına gönderdi Hiç arayıp sormadım Ben osıralar devrimci oldum. Mahalleden ayrılıp yıllarca evede uğramadım.. Dünyam değişmişti artık Memleketin gidişatını hiçmi
Ne varsa buğusu genzi yakan, Ekmek gibi, aşk gibi; Ah, ne varsa güzellikten yana, Bölüştüm, büyümüştüm. İçime sığmıyordu insanlar..
Reklam
Susamıştır tebessümün seyrine Saçları hiçbir gün okşanmamıştır Bir ihtilal kadar yalnız Ah vefanız kadar yanlış Mümkünse farz edin yaşamamıştır
Benimse, sana çıldırmış hasretim; Ah hasretim, sonsuz ovalar kısrağı, Ömrümün çayırını soldurur gibi...
Ah o yara, gurur yarası... İçimiz yangın yıkıntısı, viran; İçimiz bir kül tablası..
550 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.