Kapıcı kardeş;
Sana zahmet, bütün gazeteleri bul bana.
Yok, siyaset falan umurumda değil, gidişata zaten karnım tok..
Oysa her gece bıçaklıyor beni bu anılar.
Hiçbir gazetede tek satır bahseden yok..
Ressam kardeş;
Ölümün rengini boyadın mı hiç?
Kara, topraktan kara mıdır?
Ak, kefenden ak mı?
Kapıyı çalacakmış kadar yakın,
Piyangodan
Nankör Kedi
Bugün yine bana bana ağlamak düşer
Çıra gibi yana yana kül olmak düşer
Bugün yine bana bana ah çekmek düşer
Nankör kedi,nankör kedi,of,of,of...
Hayat işte,
Ne umarsın ne bulursun.
Adalet Ağaoğlu kitabı almak için çıktığım yolda Ahmet Kaya ile karşılaşmam ile sonuçlanan bir hayat...
Oturduğum ilin ünlü sahaflarından; İnsancıl'da almıştım soluğu çünkü Adalet Ağaoğlu okuyacaktım merak etmiştim. Bir etkinlik daha da istahımı açmıştı.
Kitapçıya girince hemen rafları meraklı gözlerle aradım
Ah güzelim,
İncinmiş bir sesi vardır yağmurun;
Yanaklarına vurduğunda hissedersin.
Ve bir veda sözcüğü, saçlarına,
Titreyen bir öpücükle dokunduğunda;
Bu anı dondurmaya yetmez nefesin.
Bir film sahnesi gibi
Akar gider ayrılık,
Neylersin...
Bazen acı dinmez, bazen de yağmur
Sevgilim gülümse, her şey unutulur
Suskunuz bu akşam üstü
Hasrete yanmışız, neylersin
Bir gün, bu mahzun sevdadan geriye
Kalırsa, sadece o hüzün kalır..
Sen de anladın ki yapa-yalnızız...