Düşlerle yıpranmışım ben;
Havanın aşındırdığı mermer
Bir salyangoz kabuğu derelerde;
Ve bütün gün sabahtan akşama
Gözlerim bu kadının güzelliğine takılı
Sanki bir kitap açıp
Orada resmini bulmuşum
Bakanların gözlerine şölen
Ya da dinlemesini bilen kulaklar
Duyduğu için sevinen ve bilgeliğe
Aldırmayan bir güzelin;
Oysa oysa,
Bir düş mü bu benim gördüğüm, yoksa gerçek mi?
Ah keşke karşılaşsaydık
Gençliğimin ateşi sönmeden!
Oysa düşler içinde kocuyorum ben,
Havanın aşındırdığı mermer
Bir salyangoz kabuğu derelerde.
William Butler Yeats
Düşlerle yıpranmışım ben;
Ve bütün gün sabahtan akşama
Gözlerim senin güzelliğine takılı
Sanki eski bir kitabı açarken
Sayfa arasında resmini bulmuşum
Bir düş mü bu benim gördüğüm, yoksa gerçek mi?
Ah keşke karşılaşsaydık
Gençliğimin ateşi sönmeden!
Oysa düşler içinde yaşlanıyorum..
William Butler Yeats
Sung Eyaletinden Yang-li Hua-tzu, orta yaşta hafıza kaybından mustaripti. Sabah aldığı her şeyi akşama doğru unutmuş, akşam verdiği her şeyi ise ertesi sabah unutmuştu. Dışarıda yürümeyi unuttu; içeride oturmayı unuttu. Herhangi bir anda, az önce olup bitenleri hatırlamıyordu; ve bir süre sonra o sırada ne olduğunu bile hatırlayamadı. Bütün ailesi
Yazmassam delirecek gibi hissediyorum
Bir kerede güzel şeyler karşılıksız olsun
Ne var bir kerede içimizden geçilmeden güzel şeyler olsun
Güzel şeyler olsunn lütfennnnnnnn
Yoruldummmm
Zihinlere özgürlük istiyorum
Meşgulsüzlük istiyorum
Çocukken büyümek için çırpındığımız günler geliyor aklıma Şunu yemezsen büyüyemezsin derlerdi ah keşke yemeseydim(•‿•)
Güzel şeyler olsun
Güzel şeyler
Güzel şeyler
Resulullah(sav) bir gün sahabelerine:
“Ah keşke bana doğru, havuza gelen kardeşlerimi bir görsem de, içlerinde şerbetler olan kaselerle onları karşılasam. Cennete girmeden önce, onlara Kevser havuzumdan içirsem.”
Bu sözleri üzerine O’na denildi ki:
“Ey Allah’ın Resulü biz senin kardeşlerin değil miyiz?”
O şöyle cevap verdi:
“Sizler benim ashabımsınız (arkadaşlarımsınız). Benim kardeşlerim de beni görmedikleri hâlde bana inananlardır. Mutlaka ben Rabbimden sizinle ve beni görmeden iman edenlerle gözlerimi aydınlatmasını istedim.”
(Müslim, Fedâil, 26)
Ah be anne...
"Taşa oturma karnın ağrır diyeceğine Aşık olma kalbin acır" deseydin keşke.