434 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
-Güneş de sanıyor ki bir tek o yanıyor.-
"Aşk, bir bedende iki kişi." “Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi Şapkandan bir kumru havalansın Bana öyle büyük ki bu kalp, Gelsin yüreğime yuvalansın” Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Düşünmek Yaşamın Pasını Silmektir
Düşünmek Yaşamın Pasını SilmektirTahsin Özmen · Karina Yayınevi · 2018503 okunma
434 syf.
10/10 puan verdi
Dili çok güzel, sade ve akıcı. Altı çizilecek ve alıntı yapılabilecek yığınla satır dolu bir kitap. Şahsen ben okumaktan büyük keyif aldım, yaşamın her alanından izler buldum. Hiç bitmesin istediğim “Bir Delinin Senfonik Dokundurmaları” isimli şiirini aşağıya alıyorum. -Sevgi, Kilidi olmayan tek hazinedir.- -Sevgisiz kalp ışık girmeyen mabet
Düşünmek Yaşamın Pasını Silmektir
Düşünmek Yaşamın Pasını SilmektirTahsin Özmen · Karina Yayınevi · 2018503 okunma
Reklam
320 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
yüksek nihilizm mürşidi bazarov ile müridi arkadi'nin eğlenceli, dramatik, ibretlik hikayesi. turgenyev'in kalemiyle hayat bulan karakterlerin hepsi o kadar gerçekçi ki kitap bittiğinde, uzun yıllar oturulan semtten taşınmışçasına bir garip hissettiriyor. kitabın ana karakteri bazarov, kendi tanımıyla bir 'nihilist'. ama bu tanımdan bile memnun değil aslında. tanımlamalar onu deli ediyor... onun nihilizme yönelişi kendiliğinden olmuş gibi biraz. yani, yola 'ben nihilist olmalıyım' diye çıkmamış, yoldayken keşfetmiş ne olduğunu. bazarov kendini çok iyi tanıyor ve bence bu, onun laneti. savruk yaşamını düzene koymak için uğraşmaması da bu yüzden. arkadi ise aslında gelenekselci, sakin, düz bir genç adam. bazarov'a özenerek yöneldiği ne varsa yüzüne gözüne bulaştırıyor. bir vakitler hayran olduğu bazarov'un arkasından dolaplar çevirmeye kalkışıp, iyice kepaze hallere büründüğünde, yavaşça sokulup şöyle demek istiyorsunuz: 'köyüne dön, oğlum arkadi.' ve asıl ortalığı karıştıran güzel/zengin/asil/dul hanımlara da değinmek gerekiyor. zaten kafası karışık, kimlik bunalımında olan gençlere 'siz, siz...' diye hitap ederek, güya mesafeli davranıp, her fırsatta göz süzen, ortamlarda mis kokular saçan bu hanımefendiler nereye varmak istemektedir? yılanın başı olabilirler... sonra ah, o geride unutulup kalmış ihtiyar ebeveynler... bazarov evden gidince babası: "şu parmağım gibi bir başına kaldım, şu parmağım gibi bir başına..." diyor. bu cümleyi yirmi dört yıl sonra, hasta yatağındaki turgenyev'in de söylediğini öğrenmek kalbimi acıttı.
Babalar ve Oğullar
Babalar ve OğullarIvan Turgenyev · Bahar Yayınevi · 045bin okunma
304 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Bazen sözcüklerini kaybeder insan. Belki sözcükler hep oradadır ama zamanı kalmaz onları arayıp bulmaya. Çünkü kendi içine bakması gerekir onları bulabilmek için. En zoru da budur zaten; insanın kendi içine bakabilmesi. Oysaki kendi içindeki o altın kubbeli tapınak ne büyük hazinedir insan için. Zaman çiçekleri öyle güzeldir ki, başını döndürür
Momo
MomoMichael Ende · Pegasus Yayınları · 201766,4bin okunma
280 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
İnsanın, doğanın unsurlarından ve vahşi hayvanlardan daha tehlikeli olduğunu kanıtlayan bir kitap. McGuire'ın hikaye anlatımı ise temel unsurlara odaklanıyor, hayatta kalma mücadelesi, kimlik ihtiyacı ve dünyada bir konum arzusu. On dokuzuncu yüzyılda Kuzey Kutbu'na yapılan bir balina avcılığı seferi, mürettebat arasında gözden düşmüş bir İrlandalı cerrah, sigorta dolandırıcılığına niyetli bir kaptan ve bir seri katil var. Ne hoş bir ekip değil mi? Psikopat mürettebatıyla olup biten kurguyu detaylandırmada, etkileyici kelime hazinesi ile ilham dolu bir yazarla tanışmış oldum. Mesela yazara dilinin etkileyiciliği konusunda şöyle seslenebilirdim, ‘Ah, bu sayfalardan sızan feküllü, mefitik ve gürültülü kokular.’ Çünkü kitabı bitirdikten sonra koku ile ilgili ilginç kelimeler keşfettiğimi itiraf etmeliyim. İnsanı en temel haliyle, vahşet ve nihilizm, kan ile gözü kara bir şekilde ele alıyor yazar. Bazı bölümleri sindirmesi çok güç ve her türden insanın karışımı olan o gemideki karakterleri ve barbarlıklarını unutmak hiç mümkün olmayacak gibi. Buna rağmen McGuire, çok karakter ve terminolojiyle kafanızı karıştırmıyor bu yüzden okuma su gibi akıyor. Yirmi dakika önce bitti ve içim sızladı. Dolu dolu bir arkadaş, dizisi de yapılmış sanırım. Fakat bu ultra yüksek okuma deneyimimden sonra izleyeceğimi hiç sanmıyorum. Begüm Kovulmaz çevirisiyle.
Kuzey Suları
Kuzey SularıIan McGuire · Doğan Kitap · 201752 okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Ben Bir Gürgen Dalıyım
Bir kitap insanın içini kanatır mı? İnsan olduğum için utandım... Bu kitabı her yaştan insan okumalı. İnsanlığımızdan utanmamız gerek. Ah Hasan Ali, kaleminin ucu hep açık olsun, yüreğinin ferahlığı gibi... ... adına savaş denen şey, yeryüzünün herhangi bir noktasında başlayıp herhangi bir noktasında bitmezdi. Her şey gibi, o da insanda başlayıp insanda biterdi. Bu yüzden, cepheler falanca dağda ya da falanca ovada değildi. Cepheler, bütün acımasızlıklarıyla insanoğlunun içindeydi. Toprağı titrete titrete yürüyen tanklar, art arda gümbürdeyen toplar ve durup dinlenmeden kurşun kusan tüfekler insanoğlunun içindeydi. Hatta, henüz icat edilmemiş silahlar da insanoğlunun içindeydi. Yani, insan bir savaş alanıydı. Ceket, gömlek, pantolon ya da etek giymiş, kravat takmış, tıraş olmuş, kokular sürmüş bir savaş alanı... Peki, bir barış bahçesi olamaz mıydı aynı insan? Söyle, güllerin kuş cıvıltılarına, kuş cıvıltılarının güllere karıştığı, mutlu yüzlerle dolu rengarenk bir barış bahçesi?
Ben Bir Gürgen Dalıyım
Ben Bir Gürgen DalıyımHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 20196,7bin okunma
Reklam
39 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.