Isparta İl Vaizi Ayşeli Polat'ın kaleminden yazdıklarını okuyupta ürpermeyen olmaz sanırım.. 1991 yılında İlahiyat Fakültesi 1. sınıf öğrencisiydim. O yıldan beri aktif olarak vaaz ediyorum. Vaazlarımda gerek Efendimizden önceki kavimlerin, iman ettikleri için gördükleri fiziki ve psikolojik şiddeti, gerekse Efendimiz (as) ve ashabının Mekke
Politik Yorumlar
_Türk olarak arabistan'a gidiyorsun. İnsanlar seni Türkçe selamlıyor; camilerden her gün Türkçe dualar yükseliyor; senin toprağını kutsal kabul edip senin gibi giyinmeye, düşünmeye ve konuşmaya çalışıyorlar. Yerde Türkçe bir yazı, örneğin Türk malı bir çikolatanın ambalajını görünce öpüp yerden alıyorlar. Okullarında senin tarihin,
Reklam
Kudüs hakkında...
Yine geldi aklıma kustalların en özgürü ve en mahzunu. Nedir ki özgür olmak? Caddelerinde ve sokaklarında serbest adımlar atmak mı? Yoksa gökyüzüne yakınca yaşamak mı? Hatta yok sayıldıkça daha da var olmak mı... Sahi var olmak için ölmek, özgürce yaşamak için esir olmak.. Ve dahi örnekler gözümde sadece Kudüs'ü anımsatır.Küdüs ki acıların ev sahibi,yanlızlığın başkenti... Ah yıllarca sokaklarında helal pazarlıklar, güzel dostluklar yaşanmasını bekleyen ve anne gözyaşlarının yağmura karıştığı günlerde caddelerine acının yansıdığı kadim şehir. Anne demişken gerçek şudurki dünya aklınca kimsenin anne olmak istemeyeceği ancak acı tahtının en üstünde, evladına kavuşmak isteyen annelerin oturduğu yerde, dil susar acı anlatır kendini, işte dava burada başlar bu davaya er yetiştiren annelerin yüreği burada kavrulmaya başlar. Başı hep öne eğik annelerin şânı da bu değilimdir? Kudüs'ün temellerine temel katan bu değil midir?Bundan güç alarak "Gel anne ol çünkü anne bir çocuktan bir Kudüs yapar." diyen Pakdilin de yürek sancısı ve tutkusudur bu. Hakkında ne söylenirse söylensin bugün Kudüs yüreği, dua makamında ninnilerle yetiştirilen ve sevdası olmayanın davası olmazmış fısıltısına ayak uyduran yorgun gövdeli çocukların içinde çarpar durur. Onlar farklıdır çünkü kıymeti çocukluğa değil mukkades olana verirler.Dar sokaklı yollarında soluksuz koşar, koşarda yorulmazlar. Zehra Bayram
Çakmak
— Ulan İboş, sen be?!.. — Vay Mıstık sen ha?... — Ben ya... İki hemşeri hemen kucaklaştılar. Makedonya'dan çıktıkları günden beri görüşmemişlerdi. Şimdi bu ücra Anadolu kasabacığının dışarısında, bu inleyerek akan çakıllı dereciğin başında, böyle karşı karşıya gelmek... Onlar için umulmadık bir saadet oldu! Hayretle karışan sevinçleri pek
İnce Memet‘e Dair- Ropörtajı
İNCE MEMED: HAKLI İSYANIYLA BÜTÜN MECBUR İNSANLARIN İDOLÜ OLAN EŞKIYA! II. Adnan Menderes hükümeti görevde. Mecliste sert tartışmalar sürüyor. CHP'nin İstanbul şubesi mühürleniyor. Dünyada ve Türkiye'de tarih, sessizce kendini yazıyor.Avrupa Birliği'nin 4 ay içinde kurulacağı haberleri çıkıyor. 1953 Nobel Edebiyat Ödülü İngiltere Başbakanı Winston