Yıl 1923, nihayet kurtuluşa ermişiz. Yurdun dört bir yanında sevinç çığlıkları duyulurken bazı insanların içi kan ağlamaktadır. Bu insanlar bir anda evinden, ocağından, yurtlarından olurlar. Nedeni "Mübadele"
Tarih kitaplarında okuduğumuz kısa bir bilgi "Lozan Barış Antlaşması'na ek olarak yapılan sözleşme gereği Türkiye'
Aldı gitti bi parçam artık onda
Birden yıkıldı dünyam ve sonra
Kayboldum dön gel yine
Seneler değişse bile
Harcanmış yıllar hep boş yere
Kimseye bahsetmem adını
Sahile döktüm gözyaşımı
Bir gemi kalktı dönmeyecek
Martılar sevmez boş limanı
Sonbahara vurgun bir deli takvim
Hiç yola gelmez ah şu kalbim
Kim bilir kaç yaprak dökecek
Rüzgarına yenik düşecek
music.youtube.com/watch?v=VP4IGlC...
Gecenin baharına bak,
Gündüzün neşesine.
İnsanın ayıbı içinde,
Gölgesine bak gölgesinin.
Tan yerine martılar mesaiye,
Mavilikler mavisine.
Bu ne hayadır eyvallah,
Ah, şimdi bir martı olsam. Dalgalarla ne güzel şakalaşırdım! Martılar denize dalıp küçük balıkları yakalarlar... Böö... Martı olmaktan vazgeçiyorum hemen. Çiğ balık yiyemem ki ben.
"hayır hayır, anlamalarına gerek yok. zaten anlattıklarımdan bir şey anlamalarını beklemiyorum henüz ben anlamamışken. çok sustum zamanında şimdi de çok konuşuyorum evet. ama ben hâlâ bir şeyleri anlamaya çalışıyorum. sayıkladığım isimlerin kime ait olduğunu anlamaya çalışıyorum mesela. mesela kim olduğumu? Sitare, siyah nokta, kara sevda, dalgalar, denizler, martılar, adalar, son adalar, sahiller ve deniz kabukları.. gökyüzü ve göğsümde kimi zaman depremlere sebep, o gönül..o dağ, o gönül dağı...
Yıldız, yağmur, kuyular, düğümler, sarmaşıklar, çiçekler, dostlar ve guller...
vallahi bir şey anlamış değilim henüz, hiçbir şey anlamış değilim. sadece sev dediler ve seviyor kalb, ilk defa atıyor. o depremler nasıl oldu da hoş meltemlere dönüştü bilmiyorum ama değişiyor kalb, gönül.."
Âh...🪷
Kimseye bahsetmem adını
Sahile döktüm gözyaşımı
Bir gemi kalktı dönmeyecek
Martılar sevmez boş limanı
Sonbahara vurgun bir deli takvim
Hiç yola gelmez ah şu kalbim