"hayır hayır, anlamalarına gerek yok. zaten anlattıklarımdan bir şey anlamalarını beklemiyorum henüz ben anlamamışken. çok sustum zamanında şimdi de çok konuşuyorum evet. ama ben hâlâ bir şeyleri anlamaya çalışıyorum. sayıkladığım isimlerin kime ait olduğunu anlamaya çalışıyorum mesela. mesela kim olduğumu? Sitare, siyah nokta, kara sevda, dalgalar, denizler, martılar, adalar, son adalar, sahiller ve deniz kabukları.. gökyüzü ve göğsümde kimi zaman depremlere sebep, o gönül..o dağ, o gönül dağı...
Yıldız, yağmur, kuyular, düğümler, sarmaşıklar, çiçekler, dostlar ve guller...
vallahi bir şey anlamış değilim henüz, hiçbir şey anlamış değilim. sadece sev dediler ve seviyor kalb, ilk defa atıyor. o depremler nasıl oldu da hoş meltemlere dönüştü bilmiyorum ama değişiyor kalb, gönül.."
Âh...🪷