Ah Tamara ...
Her mevsim güzelsin ama baharda bir baskasin ... Kır düğününe hazırlanmış gelin gibisin ...
Akdamar....
Ah Tamara ah Tamara; Kalp çarpıntısı, Beyin zonklaması, Dalgaların sahile vurması gibi gözlerin, Martı sesleriyle geliyorum sana... Fenerinin suya yansımasına kulaç atan yüreğim, Ve işte bendesin... Van Gölünde;
Reklam
Tıpkı truvalı helen in güzel yüzü ve gülüşü uğruna bin gemi kaldırabilecek kadar bir azim ve kararlığın tutkusu ne olabilir Bile bile boğulabileceğini düşünen çobanın Ah tamara'nın sesine kulac Atmasının günahı neydi Bir kuru ekmek ve bir matsra su ile hacer'i ve küçük oğlu ismail'i çöllere gönderen sara'nın kıskançlığına diz çöken İbrahim'in çaresizligi neydi nasıl buna boyun eğmişti hangi vicdanı kabul etmişti Pandora tanrıların kendisine kurduğu tuzağı nasıl anlamamıştı Eline verdiği kutuyu açmaması gerektiği söyleyen tanrılar pandora'nın merak duygusunu nasıl da bu kadar tahmin edebilmişti ve o hangi merak duygusudur ki Kutuyu ona açtırır Ve o merak duygusu yasak elmayı havaya yediren degilmiydi Bılını pırtını toplayıp cennetten kovulan havanın suçuna Adem neden ortak olmadı ve bütün suçu havayı yükleyip rahatlamasını sağlayan Duygu neydi acaba Bütün kötülüklerin çıkış sebebi olan Pandora umudu kutu içinde tutarak bir teselli kaynağı buldu mu Her günün sabahında sakladığı umudun gülüşünü yıldızlara ekleyebildi mi
Seyyah olmak
Aşık olduğu tamara için van gölü sularında can veren, kopmuş gitmiş aşığın son sözlerinden adını alan, sodalı göl suları içinde yapayalnız duran bi adacıktır. "ah tamaraaa, ah tamaraaa" 
Van/akdamarın efsanevi hikayesi
Ah "Tamara" Adanın adının nereden geldiğine dair yaygın halk hikâyesine göre, zamanında bu adada yaşayan Ermeni baş keşişin güzelliği dillere destan Tamara adında bir kızı vardır. Adanın çevresindeki köylerde çobanlık yapan bir genç bu kıza âşık olur. Bu genç Tamara ile buluşmak için her gece adaya yüzer. Tamara ise ona gece karanlığında yerini belli etmek için onu bir fenerle bekler. Bundan haberdar olan kızın babası, fırtınalı bir gecede elinde fenerle adanın kıyısına iner ve sürekli yer değiştirerek gencin boşuna yüzüp, gücünü yitirmesine neden olur. Yüzmekten gücünü yitirip, yorulan genç çoban boğulur ve boğulmadan önce son nefesiyle "Ah Tamara!" diye haykırır. Bunu duyan kız da hemen ardından kendini gölün sularına bırakır O günden sonra ada Ah Tamara! ismi ile anlatılır. Bu hikâye Ermeni şair Hovhannes Tumanyan anlatımıyla efsaneleşmiştir.
Ah "Tamara" Adanın adının nereden geldiğine dair yaygın aşk hikayesine göre, zamanında bu adada yaşayan Ermeni bir baş keşişin güzelliği dillere destan Tamara adında bir kızı vardır. Adanın çevresindeki köylerde çobanlık yapan bir genç bu kıza âşık olur. Bu genç Tamarayla buluşmak için her gece adaya yüzer. Tamara ise ona gece karanlığında yerini belli etmek için onu bir fenerle bekler. Bundan haberdar olan kızın babası, fırtınalı bir gecede elinde fenerle adanın kıyısına iner ve sürekli yer değiştirerek gencin boşuna yüzüp, gücünü yitirmesine neden olur. Yüzmekten gücünü yitirip, yorulan genç çoban boğulur ve boğulmadan önce son nefesiyle "Ah Tamara!" diye haykırır. Bunu duyan kızda kendini hemen gölün sularına bırakır. O günden sonra ada "Ah Tamara" ismi ile anlatılır. Bu hikâye Ermeni şair Honhannes Tumanyan anlatımıyla efsaneleşmiştir.
Reklam
46 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.