rengarenk dünyada bir adam gezer;
ne zengin ne fakir, ne mümin ne zındık.
hiçbir gerçeğe dalkavukluk etmez! hiç bir yasayı tanımaz!
cesur ve üzgün, bu alacalı dünya da kimdir bu adam?
Ekmek Şarap Sen ve Ben
Birde sabahın dördü
Dışarda kar
Odamız ılık
Gözlerin ılık ılık damlarken boş kadehe
Anlattın bana ağzı sarımsakı kokan bir çocukla yattığını
Aşkı tattığını, karım dediğini ve aldattığını
Kıskandım Gogeni Tahitilim
Terlemiş vücudunu silerken
Cüzzam mikrobunu ve yaktığı kulübesini
Saçların bağlamıştı ellerimi muz
Hep mükemmele odaklananlar kaçırdıkları fırsatın ahıyla kıvranırlar. Marifet bakış açında saklı. Hep aynı pencereden bakanlar hep aynı manzaraya mahkum olurlar...
Dünden daha telaşlıyım bugünden daha sakin, yarınki kadar da umursamaz. Okuduğum her satırdaki kaybettiklerimi aradığım doğrudur. Dünden kalanları doldurup heybeme , güneşin doğuşunu beklediğim sabahlar kadar heyecanlı ,biraz da yorgunum. Yılların devriştiği nice hissiyatla karaladığım onca yazılar, küf tutarcasına terk edilmiş kapak aralarındaki sayfalar kadar unutulmuş gibiyim...