Ahh!!! Kitabı okurken yakaladım seni katil çok kolay oldu diyorsunuz. Ama sonra aslında ne kadar yanıldığınızı alıyorsunuz. Katilin kim olduğunu öğrenince tam anlamıyla şok oldum....
Gelelim kitabın konusuna Anna Andrews bir haber muhabiri olarak büyüdüğü kasabada işlenen bir cinayeti haber yapması için gönderilir. Olayla ilgilenen polis eski kocasıdır. Ve maktul ikisinin de tanıdığı biridir. Birkaç gün sonra birisi daha öldürülür ve olay yerinde basına haber verilmemiş olmasına rağmen Anna vardır. Eski kocası Jack Anna'dan şüpheleniyor. Jack'in ekip arkadaşı ise kendisinden...
***Livaneli her zaman toplumsal konulara son derece ışık tutan ve bu konulara asla değinmekten kaçmayan bir yazardır. Şimdi ise bu eserinde de toplumsal bir yaradan bahseder.
***Çocukları Deniz'i denizde kaybettikten sonra eskisi gibi olmayan çocukluk sevdalıları Mustafa ve Mesude bir gün Mustafa'nın denize açılıp 3 tane göçmen cesedi çıkarsıyla değişir. Bu cesetlerden birisi henüz bir kaç haftalık olan bir Afgan bebek Samir'e aittir ve mucize eseri hayattadir.
***Bundan sonrasında Mustafa ve Mesude'nin bebekle kurdukları bağ ve bu hissedilen güçlü duygu için başlarına gelen olaylar devam eder. Mustafa'ya göre Deniz'i alan deniz onlara acıyıp bebek Deniz'i vermiştir.
***Sadece TV de görüp 'Ahh Vahh' ettikleri göçmen cesetleri kendi denizlerinde çıkan köylüler, Taliban'dan kaçan Afganlar, rant hırsı yüzünden kesilip katledilen doğa...
Yani insanın elinin değdiği her yer berbatlaşıyor, karanlığa mahkum ediliyor..
***Dilerim bunların son bulacağı bir dünya olur...
#incememed4
Puan 10/10
Herkese merhabalar...
Sizlere serinin her kitabını okudum zamam geç kaldığımı bir kez daha anladığım bir kitap ile geldim.
Ama neyse ki her şeyin zamanı olduğuna inandığım gibi her kitabı okumanın da bir zamanı olduğuna inanmıyorum.
Bence bu kitap anlatılmaz okunur.
Neden mi? Eee şimdi 1-2-3 okundu mu ki ben 4 e yorum yaptığım zaman hiç okumayan direk yorumu okusun.
Çünküleyim sonra al sana spoiler vay anam ne yaptın neden yazdılar ahh ben o topa hiç giremem.
Her zaman olduğu gibi eşsiz betimleme ve tasvirler ile yine ruhumuzu duyurduk.
Yine birçok şey gözler önüne seriliyor.
Aslında o zaman olan olaylar ve bakış açısı ve koyulan tepki ile bu zamanı ister istemez kıyaslama yapmadan geçemiyorsunuz.
Ki yapmadan geçen olacağını da sanmıyorum.
Güçlü, güçsüzü bulunca ezmekten kaçınmıyor.
Çok parası olanın çok sözü geçiyor.
Ya da güçlünün yanında olan güçsüz de gün yüzü görüyor ama haksızlık karşısında eğer ufacık da olsa bir söz söyleniyorsa vay başına gelene...
Neyse ben bu derin konulara girmeyim.
Ama bu çerçevede pek de bir şey değişmediğini söyleyeyim.
Ama umut daima vardır. Eşkiyalar olacak ise İnce Memed gibi olsun demekten de kendinizi alamıyorsunuz. Ezilen, zulmedilen halkın yanında olan Memed gibi olsun. Her ne kadar olaylar onun kontrolü dışında olup halk tarafından dilden dile bir destan gibi eşkıyalığı eklenerek ve abartılarak yayılmış olsa da aslında bu halkın umudunu diri tutma, sağlam tutma çabasıydı.
Umut daima vardır hep vardır diyorum ve okumanızı kesinlikle tavsiye ediyorum.
Atlas Corrigan... Sen nasıl bir şeysin öyle. Kitabı yarım saat önce bitirmiş olmama rağmen yüzümdeki sırıtışa engel olamıyorum. Ahh neyse biraz kitaptan bahsetmeliyim. Bu kitap zaten yazarın da dediği gibi okurların yoğun istekleri üzerine çıktı ve çıkmasını isteyen okurlardan biri de bendim. Bu kitap önceki kitaba kıyasla daha fazla aşk romantizm içeriyor. Ve daha tatlis bir kitap. Bunu okumaya kesinlikle ihtiyacım varmış. Hem Atlas ve Lily'nin ilişkisi için hem de kendim için. Smut sahnenin ilk yaşanmasından sonra sürekli suregelmesini pek seven bir tip değilim bu yüzden oraları biraz sıktı ama onun harici bal dök yala bir kitaptı. Bu arada Ryle burda daha bir sinir bozucuydu onu da söylemeden geçemeyeceğim. İnsanı kanser edecek türde bir tip. Kısaca Ryle da sinirlenip Atlas'ta sakinlestim. Umarım faydalı bir inceleme olmuştur. Sağlıklı kalın, hoşçakalın
#okudumbitt
#kitaptavsiye
...
Merhaba canlar...
@okuyan_kadınlar_kulubu nün #renklikitaplarım etkinliği için okumaya devam ediyorum. #dianawynnejones kaleminden
@ithakiyayınları n'dan çıkan #yürüyenşatoserisi nin ikinci kitabı #uçanşato okunanlar arasına katıldı.
İlk satırlardan itibaren sizi aynı masalsı anlatım ve aynı akıcılık karşılıyor. Bu sefer kahramanımız genç bir halı tüccarı olan Abdullah...
Abdullah'ın doğumu sırasında ortaya bir kehanet atılmış, bu sebeple babasının hayal kırıklığı olduğu söyleniyor. Gelin görün ki kendisi başlı başına bir hayal dünyasında yaşıyor. O hayallerinde hep ulu bir prensin kaybettiği oğlu... Gerçeklik payı olabilir mi sizce. Peki bir yabancıdan sihirli bir halı alır ve bu halı sayesinde kurduğu hayallerin tam ortasına düşerse... Bir de hayatının aşkını tam buldum derken bir cin yüzünden kaybederse...
Büyülenip şekil değiştiren yaratıklar mı istersiniz, uçan halılar mı, doğaüstü güç savaşları mı yoksa 'dile benden ne dilersen' tarzında sihirli lambadan çıkan ukala cinler mi?... Kısacası keyifli bir yolculuk masal severleri bekliyor.
Tek şikayetim yazım yanlışları... Ahh o kadar çoklar ki. Neyse ki tüm kitabı kapsamıyor, belirli bölümlerde sıkça rastlanan harf hataları mevcut. Ben görmezden gelebildim.
Keyifli okumalarınız daim olsun...
Kitapla kalın...
Selamlar. Nasılsınız? Ben sonunda #istanbul 'a ve aileme kavuştum. İnanıyorum biraz ailemle vakit geçirmek, arkadaşlarımı görmek bana iyi gelecek.. Bugün acil devamının gelmesi gerektiğini düşündüğüm, şahane bir kitabın yorumuyla geldim.
Fantastik kurgulara sevdam artık beni aştı dostlar. Çünkü son dönem o kadar kaliteli kitaplara denk
