Ah Mücella...
Eski dikiş makinanın başına oturdun,senin için biçilen hayatı diktin ve üzerine giydin. Giydiğin bu hayat,hem seni hem de okuyan beni yaktı. Hayatın karayemiş fidanının dalları ile sınırlı kaldı. Başkalarının hayatını yaşadın. Çocuk doğurmadan ana oldun. Onca derdin varken,başkalarının derdine derman olmaya kalktın. Hayaller kurdun, ben senin bu hayallerine satır aralarında ortak oldum. Yaşadığın acılardan senin için nasıl yandıysa,benim içim kavruldu. Ne vardı... Karayemiş fidanının dallarını aşıp kendi hayatını yaşasaydın.
Ah Mücella ahh...