Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.24
Geçenlerde bizimkiler aklıma düştü. Bizimkiler kim mi? Tabi ki Vedat'la Tefo. Pandemisiydi, mesafesiydi derken, uzun zamandır görüşemedik.
Özlem ağır basınca; kitaplığıma usulca yaklaştım, en son maceralarının olduğu "Maktulün Şansı'nı" elime aldım. Kitabın kapağını açtığımda birden bir ışık halkası beni içine çekti ve pat diye bizimkilerin bürosuna ışınlandım. Ben neler oluyor sorusunu hafif kalp krizi boyutuyla değerlendirirken, onlar da korkmadı değil. Neyse ilk şok geçince kahkahalar havada uçuçtu, sosyal mesafeli kocaman kocaman sarıldık birbirimize.
Hoşbeşten sonra Nilgün'ün yaptığı kurabiyeler, enfes sohbetimizi bölen tek şeydi. Laf aramızda bu Nilgün'de çok becerikli, nasıl da akıllı, valla Vedat nihayet turnayı gözünden vurdu. Ahdım var evlenirlerse lokma dağıtacağım.
Sohbetin ballı kaymaklı bölümünden sonra laf lafı açtı konu Seyfo'ya geldi. Ahh neler duydu bu kulaklar ah! Şimdi bunun bir tanıdığının oğlu... Çok fena çok...
En iyisi ben anlatmayayım da gerisini siz okuyun.. Neler olmuş neler...
Ah kenan ahh basta sana cok gıcık olmustum ama sonradan da üzüldüm öyle bir kitap ki için de kendinizden bsyler buluyosunuz her bi sayfasinda kenana kiziyosunuz
Bu dünyadan göçüp gitmiş, geride insanı duygudan duyguya sürükleyen o biricik yazarlar var ya.. İşte Didem Madak benim için onlardan birisi ve öyle kıymetli..
Bitmesin diye geciktirdiğim 3. kitabıyla ona veda ediyorum.. Her ne kadar arada açıp okuyacağımı bilsem de kitap bittiğinde gözyaşlarımı tutamadım..
Keşke o hastalığı yenebilseydi.. Keşke daha çok yazabilseydi..
Ah'lar Ağacı'nın yeri bende her zaman ayrı olacak..
Hala tesirindeyim..
Derin bir ahh çekerek incelememi bitiriyorum.
Bat dünya bat.
Selam️ Yılların aşkını sonunda kitap olarak da okudum.
O kadaar büyük bir beklentim vardı ki anlatamam. Misss gibi bir aşk okumayı düşünürken Romeo’nun başkasına aşıkken Juliet’e denk gelipp birden vurulduğunu vee birbirlerini hiç tanımadan sadece görerek aşık olduklarını hatta bu uğurda öldüklerini okudum. Ve dedim ki: “NE?” Her şey o kadar hızlı gelişti ki ne ara kitabında sonuna geldim,ne ara başladım hiçbir şey anlamadım. Okudum ve bitti.
İtiraf etmeliyim ki,tiyatrosunu yapıp Juliet’i oynamak daha keyifliydii. Bunu söylememin nedeni kitapta başkalarının çok yoğun olmasıydı sanırım. Romeo’yu ve Juliet’i daha çok okumak isterdim. Beklentim çok yüksek olduğu için sanırım beğenmemiş gibi hissediyorum. Ahh bu benn..
Kitabı kötülemeden düşüncelerimi ifade ettiğimi düşünüyorum. Beklentinizi çok yükseltmeden okursanız bayılabileceğiniz düşünüyorum.
Benvolıo: ...aramak boşuna bulunmak istemeyeni.
Romeo: Öğret bana nasıl unutulur düşünmek?
Benvolıo: Ah,uzaktan nazik görünen aşk
Nasıl da acımasız ve kaba denendiğinde
Romeo:Yarayla alay eder,yaralanmamış olan.
Julıet: Binlerce kez iyi geceler sana!
Romeo: Binlerce kez beter olsun gece, senin ışığın yoksa.
#okudumbitti
#WıllıamShakespeare
#RomeoveJulıet
#133sayfa
Selam kitap canlar. William Shakespeare okumalarına Romeo ve Juliet'le devam...
Yazarla ilgili çok birşey söylemeye gerek yok hergalde. 400 yıl öncesinden günümüze halen yazdıkları ile okurlarını büyüleyebilen efsane bir kalem. Oyunlarındaki şiirsel dil gerçekten tekrar tekrar okuma isteği doğuruyor okurda.
Diyaloglardaki o şiirsel dil kitaba kendinizi kaptırmanıza neden oluyor ve bir bakmışsınız kitap bitivermiş. Ben henüz üç yada dört eserini okudum ve daha okunacak beş altı kitabı var elimde, ama Shakespeare okuyanların da belirttiği birşey dikkatimi çekti yazarın kitaplarında ya da oyunlarında diyeyim mutlu son diye birşey yok Bu eserinde de iki düşman ailenin çocuklarının yaşadığı trajik bir sonla biten bir aşka tanıklık ediyoruz.
Ah ahh. Yanlışlıklar komedyasını okurken o yanlış anlaşılmaların doğurduğu trajikomik hallerin bir benzeri romeo ve juliet'inda başına geliyor malesef. Neyse daha fazlası fazla spoi içerecek. Ben en iyisi kitapla kalın diyerek bitireyim yorumumu.
"Saklar beni onlardan gecenin pelerini
Beni bulsunlar ne çıkar, yeterki sen sev beni" "
"
"Doğanın anası da, mezarı da topraktır,
Doğduğu rahimdir doğanın gömüldüğü yer"...
Ah Yusuf diye başlayıp, ahh ahh Yusuf diye bitirdim kitabı. Sabahhatin Ali yine kalbimde bir yara açıp gitti. Her okuduğum kitabı bir öncekinden daha çok etkiliyor beni. Yusufun duygu düşüncelerini o kadar iyi dile getirmiş ki başlar başlamaz kendini içine çekiyor kitap.
Öncelikle kitapta müthiş bir dostluk anlatılıyor diyenlere zerre kadar katılmadığımı belirterek başlayayım. Buradan yola çıkıp dostluk üzerine müthiş bir sorgulamaya girerdim ama çok üstünkötü geçeceğim burayı; hayattaki bütün ilişkiler faydacılık üzerine kurulur. Defalarca benzer şeyleri yazdım, söyledim zaten. Bu faydacılık durumu ortadan
Ah Bosna.
Evet. Yazar haklıydı.. Tarih kitapları aklın alamayacağı zulümlerle doluydu.. Öyle zulümler ki, romanlara konu.. Okurken acı kelimesi cisme bürünüp karşınıza dikiliyor sanki.. Ve yaşınız kaç olursa olsun, ister Bosna katliamından sonra dünyaya gelin ister önce , bu kitap size bir tutam pişmanlık veriyor.. Ahh sesim çıksaydı bağırsaydım, ahh dilim dönseydi söyleseydim, ahh elim tutsaydı yazsaydım dedirtiyor..
Ahh Çalıkuşu, ah haylaz Feride! Ne güzel bir kitaptın. Insanlar neler kurgulamış, neler yazmış... Kitaplar hakkında hep uzun uzun yazmak istiyorum fakat ayrıntıya girip, okuyucusunu uzaklaştırırım diye de korkuyorum. Hasılı, küçük yaşta annesini kaybeden, babası tarafından yatılı okula ve teyzelerinin muhafazasına verilen, tatlı mı tatlı, haylaz mı haylaz ama zeki mi zeki bir kızın romanı. Bir insanın çocukluğundan büyüyene kadar olan hayat hikâyesi. Hoş, bilmiyorum acaba bu gerçek bir hayattan mı esinlenilmiş. Ahh Feride'm, sanırım seni hiç unutmayacağım. Bence herkesin kitapları okunmasının bir zamanı var. Bu kitap bana iki sene önce çok sevdiğim bir ablam tarafından hediye edildi, ancak ben daha yeni okudum. Iyi ki de şimdi okumuşum diyorum, zira ruh halime, hayat tecrübelerime o kadar anlam kattı ve uydu ki bunu bilemezsiniz. Feride'min yalnızlığı sırtına alarak diyar diyar görev insanı olarak gezmesi, en önemlisi de yalnızlığını koruyarak bunu yapması beni çok etkiledi. Gerçi kendi adıma ben, birinden nefret edip uzaklara gidemezdim. Fakat her insanın bir şeyleri unutuş biçimleri farklı. Yolda yürürken bile Feride'yi anıyorum içimden. Bana güç verdi bu kitap. Sanırım belki de bu yüzden hiç unutamayacağım. Bir de şu duruma çok hayran kaldım. Yazar erkek olmasına rağmen, nasıl bu kadar ustalıkla bir kadın karakteri yazabilmiş, takdir edilir. Velhasıl güzel bir Türk klasiği idi. Okumakta epey geç kalmış olsam da, nasip şu zamanlaraymış, tavsiye ederim, mutlaka okuyun :)
Uzun zamandır beni böyle etkileyen bir kitap okumamıştım. Ah Afife ! Küçük yaşına rağmen nelere göğüs gerip neler yaşamışsın öyle. Yazar öyle güzel anlaşmış ki Afife’yi kitabı okumuyor adeta bir köşede oturup olaylara şahit oluyorsunuz. Dönemi her yönüyle yaşıyorsunuz adeta. Türkiye de sanatçı olmanın hele hele “sahneye çıkan ilk müslüman kadın” olmanın tüm zorluklarını birebir yaşamış Afife. Sahnedeyken oyunu basılmış ,hakaret yemiş, gözaltına alınmış,ailesi dağılmış, yetmezmiş gibi aşkından vazgeçmiş. Daha sonraları dinmeyen baş ağrısı yüzünden morfinman olmuş. Ahh Afife ne çok borçluyuz sana.
