Merhaba
Bugün sizlere Mehtap Küçük kaleminden Ali’nin Baharı (Araf) kitabı ile geldim.
429 sayfa nasıl bitti hiç anlamadım,soluksuz okudum Ali ve Bahar’ın o saf aşklarını.
Ahhhh Ali ahh bazen ne güzel seviyorsun sen öyle dedim,bazende kızdım abartmıyor musun diye.Ama insan sevince de gözü hiçbir şeyi görmüyormuş sevdiğimden başka,sende öyle
Filistin toprağının güzel kokusunu taşıyan bu anlam dolu mektupları tüm zorluklara ve engellemelere rağmen şehitlerin kanı , yaralıların iniltileri ve demirlerin ardındaki esirlerin haykırışlarıyla yazan Abdullah Galip Bergusiye selam olsun.
Canını ,malını ,ailesini davası adına Allah adına terk etmiş Mücahit’in hayatı..
Okuyunca hayrete
Ahh ahhhh.. Birkaç saatte okudum. Nasıl akıcı,duygusal ve fazla yeşilcam vari nasıl yanilerle beni kuşatan bir o kadar da hüzünlü bir kitap. Temelde geleneğin içinde hapsolmuş 2 aşığın hikayesi. Talat , babasını kaybetmiş annesiyle yaşayan bir genç.. Annesi kendi döneminin geleneklerine karşı çıkan , ilerici bir kadın. Fitnat ise hem anasız hem babasız..Bu iki gencin aşk hikayesi evet fazla rastlantısal özellikle sonu.. Fakat yazıldığı dönem içinde değerlendirilince bir o kadar düşündürücü bir metin. Aynı zamanda batı tarzında yazılmış ilk yerli romanımız , olsun o kadar:) hüzünlendiren ve yer yer güldüren:) .. Unutmamın münkün olmadığı isimler artık Talat ve Fitnat çok sevdim.
Ahh #alihazelwood ahhhh yine kalbimin ortasından çok teoriksel yöntemlerle vurdun, geçtin beni:))
Yazar hiçbir zaman yanıltmıyor. Kitapları herzaman keyifli, eğlenceli ve akıcı. Hoş bu kitabı kendisininde yazarın notu kısmında belittiği üzere "en akademik" kitabıydı, fazla fiziksel terimler, argümanlar, falanlar filanlar... Ee dolayısıyla bu kısımlar biraz boğdu hatta atlaya atlaya okuyasım da geldi ama cahilliğimi kendime belli etmemek için ısrarla üstüne gidip okudum:)) Aferin bana :)
Demem o ki çok tatlış bir kitaptı, okurken çok keyif aldım. #iloveit